1249

Kur’ân-ı kerîmin hakîkî ma’nâsını anlamak, öğrenmek istiyen bir kimse, din âlimlerinin kelâm ve fıkh ve ahlâk kitâblarını okumalıdır. Bu kitâbların hepsi, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden alınmış ve yazılmışdır. Kur’ân tercemesi diye yazılan kitâblar, doğru ma’nâ veremez. Okuyanları, bunları yazanların fikrlerine, düşüncelerine ve maksadlarına esîr eder ve dinden ayrılmalarına sebeb olur.

Kur’ân-ı kerîmin, latin harfleri ile yazılmasına da imkân olmuyor. Çünki bu harflerde, Kur’ân-ı kerîm harflerinin hepsinin karşılığı yokdur. Bunun için, ma’nâ bozuluyor. Okunan, Kur’ân olmayıp, ma’nâsız bir ses yığını olacağı m. 1986 baskılı (El-muallim) mecmû’asında da uzun yazılıdır. Meselâ, ehad yerine ehat derse, nemâz fâsid oluyor.

Bugün, çok kimsenin, böyle bozuk tercemeleri ve latin harfi ile yazılmış, ne olduğu belirsiz kitâbları (türkçe Kur’ân) diye gençliğin önüne sürdükleri, köylere dağıtdıkları görülüyor. (Arabca Kur’ân, yabancı dildir. Onu okumayın! Öz dilimizle bunu okuyun) diyorlar. Böyle söyliyenlere dikkat edilirse, çoğunun nemâz kılmadığı, oruc tutmadığı, harâmlara, hattâ dinsizliğe dalmış bulunduğu, müslimânlığa, yalnız lâf ile bağlı olduğu anlaşılıyor. Bu kimseler, radyoda, barlarda Beethovenin 9 senphonisini, Mozartın Figarosunu ve Molyerin şi’rlerini niçin almanca, italyanca, fransızca söylüyorlar ve dinliyorlar? Bunlar yabancı dildir. Öztürkçe söylemek lâzımdır demiyorlar? Bu senfonileri, komedileri türkçeye terceme etmiyorlar. Çünki, türkçeye tâm çevrilemiyeceğini biliyorlar. Türkçesinden, nefsleri zevk alamıyor. Türkçelerine Beethovenin, Şopenin eseri denilemiyor. İşte müslimânlar da, bu tercemelerden Kur’ân-ı kerîmin zevkıni alamaz, rûhlarını besliyemez.

Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından hâzırlanıp 1381 [m. 1961] de neşr edilen, (Kur’ân-ı kerîmin türkçe meâli) adındaki tercemenin önsözünde de, yukarıda bildirdiklerimiz çok güzel dile getirilmişdir. Diyânet işleri reîsi muhterem H.Hüsnü Erdem imzâsını taşıyan bu önsözde diyor ki, (Kur’ân-ı kerîm gibi ilâhî belâgat ve îcâzı hâiz bir kitâb, yalnız türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyle çevrilemez. Eski tefsîrlerin ışığı altında verilen ma’nâlara da terceme değil, meâl demek uygundur. Kur’ânın yalnız ma’nâsını ifâde eden sözleri, Kur’ân hükmünde tutmak, nemâzda okumak ve aslına hakkıyle vâkıf olunmadan ahkâm çıkarmak câiz olmaz. Hiçbir terceme, aslının yerini tutamaz. Kur’ân-ı kerîmde, muhtelif ma’nâlara gelen lafzlar vardır. Böyle bir lafzı terceme etmek, çeşidli ma’nâlarını bire indirmek olur ki, verilen tek ma’nânın, murâd-ı ilâhî olduğu bilinemez. Bunun için, Kur’ân tercemesi demeğe cesâret edilemez. Kur’ân-ı kerîmi terceme etmek başka, tercemeyi Kur’ân yerine koymağa kalkışmak başkadır). Önsözden sonra yapılan açıklamalarda diyor ki, (Bu ilâhî, beşer üstü ve mûciz kitâbın tam hakkını vererek aynen türkçeye çevrilmesi mümkin değildir. Bu i’tibârla, en isâbetli yol, âyetleri kelime kelime aynen terceme etmek yerine, arabca aslından anlaşılan ma’nâ ve meâli türkçe ile ifâde yolu olsa gerekdir. Kur’ân-ı kerîmin nazm-ı celîlini, aslındaki îcâz ve belâgatini muhâfaza ederek terceme etmek mümkin değildir. Fekat, meâl olarak tercemesi mümkindir. Bir dilden başka bir dile yapılan tercemelerde, her iki dilin husûsiyyetlerini hakkıyle belirtmeğe imkân yokdur. Avrupada ilk Kur’ân tercemesi 537 [m. 1141] de lâtinceye yapılmışdır. 919 [m. 1513] da italyancaya, 1025 [m. 1616] de almancaya, 1056 [m. 1647] da fransızcaya ve 1057 [m. 1648] de ingilizceye terceme edilmişdir. Bugün, bu dillerin herbirinde otuz kadar tercemeleri vardır. Ancak çeşidli eğilimli kimselerin yapdıkları tercemelerde, pek yanlış, hattâ garazkârâne olanlar vardır. Kur’ân-ı kerîmi başka dillere terceme etmek câizdir. Fekat, tercemeden islâm dîninin ahkâmının hepsi öğrenilemez. Hadîs-i şerîflerle, icmâ’ ve kıyâs yolu ile sâbit olan hükmler de vardır. Bunlar, tafsîlâtı ile, fıkh kitâblarından öğrenilir).

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki, İstanbulda, Bâyezîd umûmî kütübhânesi, şeyhul-islâm Veliyyüddîn efendi kısmında, binyediyüzaltı numaralı kitâbın 224.cü sahîfesinde diyor ki, (Kur’ân tercemesi, Kur’ân değildir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.