“rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Muhammed Gazâlî, islâm âlimlerinin en büyüklerindendir. 450 [m. 1058] senesinde, Îrânın Tus ya’nî Meşhed şehrinin Gazâl kariyyesinde tevellüd, 505 [m. 1111] de orada vefât etdi. Müctehid idi. İctihâdı, Şâfi’î mezhebine uygun oldu. O kadar çok kitâb yazdı ki, ömrüne bölününce, bir güne onsekiz sahîfe düşmekdedir. [484] de Bağdâdda Nizâmiyye üniversitesine profesör oldu. Hacca gidip gelince, Şâmda profesörlük yapdı. Sonra Nîşâpûrda profesörlüğü zorla kabûl etdi. Kitâbları çok kıymetlidir. Garb dillerine çevrilmekdedir. (Eyyühel-veled) kitâbı arabîdir. Fârisî tercemesi, Bursada, Orhân câmi’i kütübhânesinde mevcûddür. Bu kitâbı, 1364 [m. 1945] de kurulmuş olan milletler arası ilm yayma (Unesco) teşkilâtı tarafından 1370 [m. 1951] de fransızcaya, ingilizceye ve ispanyolcaya terceme edilerek, hepsi basılmışdır. [m. 1959] da, dört alman ordinaryüs profesörünün, Gazâlînin kitâblarını okuyarak, islâm dînine âşık olduklarını ve imâmın kitâblarını almancaya çevirmekde olduklarını gazetelerde okuduk.
İmâm-ı Gazâlîye islâm felesofu diyenler oluyor. Bu büyük imâm, felesof değildir. Bir islâm âlimi, bir müctehid idi. Onun kitâblarında mevdu’ hadîs var sanan kimse, yâ onu tanımıyan, din imâmı ve müctehid ne demek olduğunu bilmiyen câhillerdendir. Yâhud Ehl-i sünnete düşman olan vehhâbîlerin tuzağına düşmüş bir zevallıdır. İslâm âlimlerinin hiçbiri felesof değildir. Felesof, islâm âlimi olamaz. Nasıl ki, cam parçası pırlanta olamaz. İslâm felesofu diye birşey yokdur. İslâmiyyetde felsefe yokdur. Binüçyüzseksenüç 1383 [m. 1963] senesinde Pâkistânda basılan (Me’ârif-üs-sünen) adındaki yedi cild kitâbın birinci cildinde de (İslâm âlimlerine göre rûh cismdir. Eski yunan felsefecileri rûh cism değildir dedi. İmâm-ı Gazâlî de böyle dedi. Onun felsefeye bağlılığı birçok yerde kendine hâkim olmuşdur) diyor. Mücessimeden olan İbni Teymiyyenin rûh hakkındaki sözlerini, islâm âlimlerinin sözü diye yazarak koca Gazâlîyi küçümsemek gafletine düşmekdedir. Arabî beş cild (İhyâ-ül-ulûm) kitâbı 1387 [m. 1968] senesinde Beyrutda ve fârisî bir cild (Kimyâ-i se’âdet) kitâbı Muhammed Şâh Rızâ Pehlevî zemânında 1374 [m. 1955] de Tahranda ve 1398 [m. 1977] de İstanbulda basılmışdır. Bu Ehl-i sünnet kitâbının ve benzerlerinin Tahranda basılması ve Îrânda Ehl-i sünnet medrese ve tekkelerinin açılması sebebi ile taşkın şî’îler, Humeynî ismindeki bir âhundun teşvîkı ile şâha karşı isyân ederek, Îrânda Şî’î Cumhûriyyeti kurdular. (Dürret-ül-fâhire) kitâbının arabîden türkçeye tercemesi, (Kıyâmet ve Âhıret hâlleri) ismi ile basılmışdır. Îsâ aleyhisselâmın, Allahü teâlânın kulu ve Peygamberi olduğunu vesîkalarla isbât eden (Er-reddül-cemîl li-ülûhiyyet-i Îsâ bi-sarîh-il İncîl) kitâbı, fransızca tercemesi ile birlikde, 1359 [m. 1939] senesinde Robert Chidiac tarafından Pârisde basdırılmış, 1407 [m. 1986] da İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından, ikisi de ofset ile basdırılmışdır.
18, 26, 34, 42, 82, 105, 108, 116, 120, 132, 279, 412, 415, 418, 419, 420, 430, 455, 470, 490, 491, 497, 600, 605, 677, 698, 700, 719, 758, 761, 766, 909, 962, 964, 1008, 1010, 1047, 1053, 1058, 1079, 1090, 1103, 1116, 1118, 1173, 1184.