1. Bir günlük nafakasından (yiyeceğinden, giyeceğinden) fazla bir şeyi olmayan müslüman.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:
… Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeblerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine, bir miskîn doyuracak kadar fidye vermek lâzımdır… (Bekara sûresi: 184)
Akrabâya, miskîne ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla berâber (malını) büsbütün saçıp savurma! (İsrâ sûresi: 26)
Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennet’in anahtarı da, fakîr ve miskînleri sevmektir. Fakîr ve meskînler, sabırları sebebiyle kıyâmet günü Allahü teâlâya yakın bulunacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)
Bir kimse, kalbinde katılık bulunduğundan şikâyet edince, Resûlullah efendimiz ona; “Yetimin başını okşa ve miskîni doyur!” buyurdular. (Hadîs-i şerîf-Dimyâtî)
Zekât verilecek yedi sınıf kimseden birisi de miskîndir. (İbn-i Âbidîn)
2. Dervîş.
Miskîn Yûnus var yârına,
Koma bugünü yârına,
Yârın Hakk’ın dîvânına,
Varam Allah deyü deyü!..
(Yûnus Emre)