Bunun için, (Şevâhid-ül-hak) ve (Es-sihâmüs-sâibe li-eshâbid-de’âvî-yil-kâzibe) kitâblarından da terceme yapmayı uygun bulduk.
İmâm-ı Şâfi’înin “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyurduğu gibi, her müslimân, sahîh olan hadîse elbet teslîm olur. Bunu bilmiyen hiçbir müslimân yokdur. Dinde reformcunun bunu delîl olarak ileri sürmesine şaşılır. Fekat o, bu sözü koz olarak kullanmakdadır. Hâlbuki, bu sözün taklîd ve ictihâd ile hiçbir alâkası yokdur. Îmânı olan herkesin söyliyeceği bir sözdür.
Dinde reformcunun yüzlerce def’a tekrâr etdiği bir iftirâsı da,(Hadîse muhâlif ictihâd terk edilir) sözüdür. İctihâdlar yapılırken, bilinmiyen hadîsler vardı. Bu hadîs-i şerîfler ortaya çıkınca, talebeleri olan müctehidler, hocalarının bunlara muhâlif olan ictihâdlarını terk etdiler. Çünki, dört mezhebin de imâmları, talebelerine böyle yapmalarını emr etmişdi. İmâm-ı Şâfi’înin bu emrlerinden birkaçını, dinde reformcu da, yukarıda yazıyor. Şimdi, yeni hadîsler ortaya çıkmıyor ki, ictihâdlara muhâlif hadîs bulunsun. Hadîs-i şerîflerin hepsi haber verilmişdir. Dînin temel kitâblarında, sahîh hadîslere muhâlif hiçbir hadîs-i şerîf yokdur. Şimdi yalnız, mensûh oldukları için veyâ sıhhatinin delîlleri olmadığı için, müctehidlerin hükm çıkarmamış oldukları hadîsler vardır. Bunlara uymıyan ictihâdlar da, elbet bulunacakdır. Fekat böyle ictihâdların hepsi, sahîh hadîs-i şerîflerden çıkarılmışlardır.
Hindistân âlimlerinin büyüklerinden Senâüllah-i Pâni-pütî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, Pâni-püt şehrinde vefât etmişdir. On cild olan (Tefsîr-i Mazherî)sinde, Âl-i İmrân sûresinin altmışdördüncü âyet-i kerîmesinin tefsîrinde buyuruyor ki, Allahü teâlâ, [Nisâ sûresi, 58.ci âyetinde] (Ülül-emre itâ’at ediniz) buyurdu. Bunun için, Âlimlerin, Velîlerin, sultânların ve hükûmetin, islâmiyyete uygun olan emrlerine itâ’at etmek vâcibdir. İslâmiyyete uygun olmıyan şeylerde itâ’at etmek, onları Allahü teâlâya şerîk, ortak yapmak olur. Hazret-i Alînin “radıyallahü anh” (Günâh olan şeyde hiç kimseye itâ’at olunmaz. İslâmiyyete uygun şeylerde itâ’at olunur) dediğini, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvüd ve Nesâî “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” haber verdiler. Hadîs-i şerîfde, (Hâlıka ısyân olan şeyde, mahlûka itâ’at olunmaz) buyuruldu. Hükûmetlerin, Hâlıka isyân olan emrlerine, kanûnlarına karşı gelmek, isyân etmek câiz değildir. Fitne çıkarmak büyük günâhdır. Müslimân Hâlıka da, devlete de ısyân etmez. Günâh ve suç işlemez. Bunu başarmak her zemân çok kolaydır.