481

Sünnete, ya’nî islâmiyyete sarılmıyan, bid’atden sakınmıyan kimsenin kalbine ilhâm gelmez. Bunun söyledikleri, nefsden ve şeytândan gelen bozuk şeylerdir. Mûsâ aleyhisselâm ile Hızırın konuşmaları, bu bildirdiklerimize uymuyor denilemez. Çünki Hızır aleyhisselâm, ba’zı âlimlere göre, Mûsâ aleyhisselâmın ümmeti değildi. Ona uyması emr olunmamışdı. Muhammed aleyhisselâm ise, dünyânın her yerinde kıyâmete kadar gelecek olan bütün insanların ve cinnin Peygamberidir. (İlm-i ledünnî) ve (İlhâm), Muhammed aleyhisselâma tâbi’ olanlara ihsân olunur. Bu ihsâna kavuşanlar, Kitâbı ve Sünneti ya’nî hadîs-i şerîfleri iyi anlar. İslâmiyyet bilgileri, rü’yâ ile de anlaşılamaz. İslâmiyyete uymıyan rü’yânın şeytânî olduğu anlaşılır.

Evliyânın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî “rahmetullahi teâlâ aleyh” 298 [m. 910] de Bağdâdda vefât etdi. (İnsanı Allahü teâlânın rızâsına kavuşduran tek yol, Muhammed aleyhisselâma uymakdır) dedi. Bir kerre de (Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uymıyan kimse, mürşid olamaz) buyurdu. [Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri müctehid olmıyanlar anlıyamaz. Yetmişiki sapık fırkanın kurucusu olan âlimler, müctehid olmadıkları için, yanlış anladılar. Milyonlarca müslimânın sapıtmalarına sebeb oldular. Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uyabilmek için, dört mezhebden birine uymak lâzımdır.] Evet, ümmî olan, ya’nî okumamış, öğrenmemiş bir kimse, ârif olabilir. Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını anlıyabilir. Fekat, başkalarına rehber olamaz. Rehber olmak için, Kitâbın ve sünnetin ahkâmını [dört mezhebden birinin fıkh kitâblarından] üstâddan öğrenmek lâzımdır. Çünki, Selef-i sâlihînin ve Halef-i müttekînin yolu, Kitâb ve sünnetin yoludur.

Evliyânın büyüklerinden olan Sırrî Sekatî, Ma’rûf-i Kerhînin talebesinden idi. 251 [m. 865] de Bağdâdda vefât etdi. Cüneyd-i Bağdâdînin dayısı ve rehberi idi. (Tesavvuf, üç şey demekdir: Vera’ sâhibi olmak ve Kitâba ve Sünnete uymıyan birşey söylememek ve kerâmet olarak harâm işlememekdir) dedi. Harâm işlemeğe sebeb olan kerâmete (Mekr) ve (İstidrac) denir. (Vera’),şübheli olanlardan da sakınmak demekdir. İmâm-ı Gazâlî, 505 [m. 1111] de Îranda Tûs, ya’nî Meşhedde vefât etdi. (Mişkât-ül-envâr) kitâbında diyor ki, (Kalb meleklere mahsûs bir evdir. Gadab, şehvet, hased, kibr gibi kötü sıfatlar, uluyan köpek gibidirler. Köpeklerin bulunduğu yere melekler girmez. Hadîs-i şerîfde, (Köpek ve resm bulunan eve melekler girmez) buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.