481

Fekat, çok kimse, bu bilgisine uygun hareket etmez. Dinde reformcunun, köylerdeki nâmûsun fazla olduğu hâlde, nâmûs fikrinin za’îf olduğunu bildirmesi, doğru bir düşünce değildir. Bilgisiz ve şu’ûrsuz olarak yerleşen âdetler ve akîdeler, mukaddes an’aneler hâline geldikden sonra, akla ve bilgiye dayanan düşüncelerden ve teorilerden dahâ kuvvetli olur. Allah korkusunun ve din ve ahlâk gibi kuvvetli temellere dayanan nâmûs ve iffet duygusunun, ilmî esâslardan mahrûm olduğunu kabûl etmek de, büyük bir haksızlıkdır.

40 — (Kadınların nâmûsunu korumak için haremlikle, selâmlığı ayırmak veyâ aralarına ipek perdeler koymak, çok dayanıksız bir tedbîrdir. Müslimân memleketlerinde, kadınları, renkli ve ipekli kumaşları altında, keskin hayâllerimizle birer Venüs düşünerek, bu hârik-ul’âde heykellerin san’atinden ma’nâlar çıkarır ve bunlarla kalbimizin boşluklarını doldururuz. Garbın psikologları arasında, şarkın güneşli ve çiçekli ufukları kadar, tesettüründeki hayâlî zevklerine imrenenler çokdur.

Tesettürün, kadın güzelliğini artdırdığı muhakkakdır. Bunun sebebi şudur ki, yakından herşeyin inceliklerini, derinliklerini görürken, uzaklık bu incelikleri ve derinlikleri bize süslü gösterir. Gözlerimiz yakından görmeğe alışdığı şeyleri, uzakdan açıkça görmediği zemân, güzel zan etdiğimiz şeylerin güzelliğini hayâlimiz temâmlar. Bugün, bizim olan ve hiç kıymet vermediğimiz şeyler, elimizden çıkdığı zemân, kıymetli olur. İşte birşey ile aramıza uzaklık, perdeler girince, o şeye olan arzûmuz derecesinde hislerimiz ve te’essürlerimiz canlanır. Sokakda kapalı bir kadınla karşılaşınca, hayâlimiz uyanır. Çarşafın altında, hayâlimizdekini var sanırız. Sosyal hayâtımızı düzeltmek için kadına da lâyık olduğu yeri vermeliyiz. İslâmiyyet, kadının örtünmesini emr etmiş. Fekat, nasıl örtüneceğini bildirmemişdir. Kadının örtünmesinden, ya’nî tesettürden maksad, neslin temiz, iffetli, fuhuş ve kötülükden korunması ise, bunu başka dürlü de elde edebiliriz. Bunun için, Allahü teâlânın insanlara ihsân etdiği aklı ve zekâyı terbiye ederek, nefse hâkim olmalıyız. Böylece nefsi, hayvânî arzûları peşinde koşacak yerde, iyilik isteyecek şeklde temizlemeli ve düzeltmeliyiz. Yüksek bilgili ve terbiye görmüş ve aklı ve düşüncesi iyi işliyen bir kadın, nâmûsu koruyan ma’nevî kuvveti dinde bulmasa bile, kendi aklı ve düşüncesi ile elde edebilir. Sonra, küçük yaşdan erkekle berâber bulunmağa alışınca, büyük yaşda da, zararı olmaz. İffetin, nâmûsun ne olduğunu anlayacak kadar akla ve düşünceye mâlik olan bir kızın, istediği gibi açık gezmesi, istediği yerlere gitmesi, hiç zararlı olmaz.

 

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.