22 — Hurûfîler, (Asrlardan beri süre gelen Sünnî ve Şî’î çatışmasının kökü, Süfyân oğlu Mu’âviye la’netullah zemânında, hazret-i Alî “kerremallahü vecheh” ve Onun Ehl-i beytine revâ görülen galîz küfrler olmuşdur) diyorlar. Bu sözleri hem yalan, hem de çok câhilce ve ahmakcadır. Türkiyedeki Alevîler bu yalanlara aldanmamalıdırlar. Çünki, İslâm târîhinde Alevî, Sünnî çatışması diye birşey yokdur. Şî’î Sünnî çatışması da, siyâsî, emperyalist düşüncelerle olmuşdur. Sünnîler, Şî’îlerin haksız olduklarını, kitâblarında isbât etmişlerdir. Bu kitâblarda Alevîlere saygı göstermişler, onları çok sevmişlerdir. Alevî ismini başlarının üstünde taşımışlardır. Çünki Alevî demek, Seyyidler ve Şerîfler demekdir. Ya’nî Peygamber efendimizin soyundan olanlara Alevî denirdi. Bu Alevîler sevilmez mi? Elbet, hepimiz çok severiz. İslâm düşmanları, müslimânların Alevîleri çok sevdiklerini görünce, müslimânları aldatmak için hurûfîlere Alevî dediler. Hurûfîler, dört halîfeye ve hazret-i Mu’âviyeye la’net ediyorlar. Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü anh”, Peygamber efendimizin Eshâbındandır. Hem de kayın birâderidir. Ya’nî Peygamber efendimizin Ehl-i beytindendir. Hazret-i Ömerin ve hazret-i Osmânın ve hazret-i Alînin halîfelikleri zemânında, Şâm vâlîsi olan ve Rum orduları ile cihâd eden bir islâm mücâhididir. Hazret-i Hasen, hilâfeti kendi arzûsu ile hazret-i Mu’âviyeye bırakdı. Onu halîfe olmağa lâyık görmeseydi, hilâfeti bırakmazdı. Onunla harb ederdi. Hazret-i Hasen, lâyık olmıyan birine hilâfeti bırakdı, demek, hazret-i Haseni kötülemek olur.
Peygamber efendimiz (Eshâbımı seviniz! Eshâbıma düşmanlık eden, bana düşmanlık etmiş olur) buyurdu. İşte biz hakîkî müslimânlar, hazret-i Mu’âviyeyi bunun için çok seviyoruz. Ehl-i beytden olduğu için de Onu çok seviyoruz. Çünki, biz hakîkî müslimânlar, Muhammed aleyhisselâmın Ehl-i beytini çok severiz. Mezhebsizler de, hazret-i Alînin Ehl-i beytini sevdiklerini söylüyorlar. Ehl-i beyti, hazret-i Alî için seviyorlar. Biz hakîkî müslimânlar ise, Muhammed aleyhisselâmın Ehl-i beyti diyoruz. Ehl-i beyti, Muhammed aleyhisselâm için, seviyoruz. Hazret-i Alîyi de, Ehl-i beytden olduğu için, çok seviyoruz.
Hiçbir müslimân, Muhammed aleyhisselâmın Ehl-i beytine iftirâ, bühtân etmemişdir ve etmez. Emevî halîfelerinden birkaçı ve Abbâsî halîfelerinin çoğu, Ehl-i beytin torunlarından birkaçının kıymetini bilemedi. Dünyâ geçimsizliği için, O mubârekleri incitdiler. Fekat aslâ galîz küfr ve bühtân etmediler. Ehl-i beyti incitmeleri de, araya karışan zındıklar yüzünden oldu. Mal, mevkı’ sâhibi olmak, iktidârı ele geçirmek ve islâmiyyeti içerden karışdırmak, bozmak istiyen politikacılar, kendilerine partizan toplamak, güç kazanmak için, Ehl-i beytin adamı şekline büründüler.