Âişe “radıyallahü anhâ”, kendisinin, ezvâc-ı tâhirâtın hepsinden dahâ üstün olduğunu söyliyerek, Allahü teâlânın ni’metlerini sayar, öğünürdü. (Resûlullah beni istemeden önce, Cebrâîl aleyhisselâm, benim resmimi getirip gösterdi ve bu senin zevcendir, dedi!) derdi. O zemân canlı resmi yapmak harâm olmamışdı. Hem de, resmi, insan yapmamışdı ki, Ona günâh olsun. (Buhârî) ve (Müslim) kitâblarındaki hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Âişe “radıyallahü anhâ” valdemize buyurdu ki, (Seni üç gece rü’yâda gördüm. Melek, beyâz ipek üzerindeki resmini bana gösterdi. Bu senin zevcendir, dedi. Rü’yâda, meleğin gösterdiği resmi unutmadım. Tâm sensin). Âişe valdemiz buyurdu ki, (Resûlullah gece nemâzı kılıyordu. Ben yanında yatmış idim. Bu hâl yalnız bana mahsûsdu [diyerek öğünürdü]. Secdede, mubârek elleri ayaklarıma değince, ayaklarımı çekerdim). Hazret-i Âişenin fazîletlerinden birisi de, aynı kabdan, birlikde gusl abdesti almalarıydı. Bu da, Resûlullahın hazret-i Âişeyi ne kadar fazla sevdiğini göstermekdedir. Resûlullaha, Âişeden başka, hiçbir zevcesinin yatağında (vahy)gelmedi. Bu da, hazret-i Âişenin Allahü teâlâ indinde kıymetinin pekçok olduğunu göstermekdedir. Ümm-i Seleme hazretleri, Resûlullaha, Âişe için birşey söylemişdi. (Âişe için beni incitme. Bana vahy, yalnız Âişenin yatağında iken gelmekdedir) buyurulmuşdu. Ümm-i Seleme de, (Seni bir dahâ incitmem, tevbe yâ Resûlallah) demişdi. Birgün hazret-i Fâtımaya (Benim sevdiğimi sen de sever misin?)buyurdu. Evet dedi, (Öyle ise, Âişeyi sev!) buyurdu “radıyallahü teâlâ anhümâ”.
Hazret-i Âişe, (Bana karşı yapılan iftirânın yalan olduğu Allahü teâlâ tarafından bildirildi) diyerek öğünürdü. Allahü teâlâ, Nûr sûresindeki onyedi âyeti göndererek, Âişeye iftirâ edenlerin Cehenneme gideceklerini bildirdi. Hazret-i Âişenin izzeti ve şerefinin yüksekliği bu âyet-i kerîmelerle de anlaşıldı.
Hazret-i Âişeye iftirâ, hicretin beşinci yılında (Müreysi’) gazvesinde olmuşdu. Bu muhârebeye(Benî mustalık) gazvesi de denir. Resûlullah, bu gazâya bin kişi ile gitmişdi. Hazret-i Âişe ile Ümmi Selemeyi de götürmüşdü. Ganîmete kavuşmak için, çok sayıda münâfık da gelmişdi. Askerin önüne hazret-i Ömeri koydu. Kanlı savaşdan sonra beşbin koyun ile onbin deve ve yediyüzden ziyâde esîr alındı. Cüveyriyye de bunlar arasında idi. Resûlullah, bunu satın alarak, tezvîc buyurdu. Eshâb-ı kirâm, bunu görünce, Resûlullahın akrabâsı nasıl esîrimiz olur diyerek, ellerindeki esîrleri âzâd etdiler “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Cüveyriyye ne bahtiyâr kız imiş ki, kavminin esâretden kurtulmasına sebeb oldu. Resûl-i ekrem, Selmân-ı Fârisîyi, yehûdî olan sâhibinden bu sene satın alıp âzâd etmişdir.