Muhammed Ma’sûm-i Fârûkî, ikinci cildin otuzaltıncı mektûbu sonunda ve (Emâlî) kasîdesinde ve(Berîka) ve (Akâid-i Nesefiyye) ve (Hadîka) kitâblarında diyor ki: Peygamberlerin sayısını söylemek, Peygamber olmıyanı Peygamber yapmak veyâ Peygamberi Peygamber tanımamak olabilir. Bu ise küfrdür. Çünki, Peygamberlerden birini tanımamak, hiçbirine inanmamak demek olduğu, bütün kitâblarda yazılıdır. Bundan başka (Emâlî) kasîdesinin şerhinde ve (Berîka)nın üçyüzdokuzuncu sahîfelerinde, (Hiçbir Velî, Peygamber derecesine varamaz. Peygamberi tahkîr, küfr ve dalâldir) diyor.
1399 [m. 1979] da ölen Pâkistânlı Mevdûdî (İslâm medeniyyeti) kitâbında, Fâtır sûresinin yirmidördüncü âyetine:
(Hiçbir ümmet müstesnâ olmamak üzere, içinde bir korkutucu Peygamber gelmişdir) ma’nâsını vererek, (Her ümmete bir Peygamber gelmişdir. “Yüzyirmidörtbin Peygamber gelmişdir” hadîsi, bunu te’yîd etmekdedir. Geçmiş Peygamberlerden nisbeten bilinenleri vardır. Hazret-i İbrâhîm, hazret-i Mûsâ, Konfüçyüs, Zerdüşt, Krişna gibilerinin vatanlarını bile bilmek mümkindir. Herbiri kendi kavmlerine gönderilmişlerdir. Bunlardan hiçbiri, benim risâletim bütün âlem içindir, dememişdir) yazıyor.
Bu âyet-i kerîmedeki (korkutucu)nun, yalnız Peygamber olmayıp, Peygamber veyâ âlimler olduğu Beydâvîde ve Mevâkibde ve birçok tefsîrlerde yazılıdır. Âyet-i kerîmeye verdiği yanlış ma’nâyı da, za’îf bir hadîs ile sağlamlamağa çalışmakdadır. Bu za’îf hadîsi, İslâm âlimlerinin hiçbiri sened olarak almamışdır. Gûyâ kurnazlık yaparak, Konfüçyüs, Zerdüşt ve Krişna gibi kâfirlerin de Peygamber olduklarını gençlere inandırmağa çalışmakdadır. Bütün bâtıl dinler, Allahü teâlânın Peygamberler ile bildirdiği hak dinlerin bozulmasından hâsıl oldukları gibi, mîlâddan dörtyüzyetmişdokuz (479) sene önce ölen Konfüçyüs de Çinde eski hak dinlerden kalmış olan tapınmak fikrlerini ve iyi huyları övdüğünden, ölümünden sonra, felsefesi mezheb hâlini almışdır. Mezhebini bildiren, çeşidli dillerde, kitâblar vardır. Bunlardan biri Almanca (Wörte des Konfuzius)dır. Ya’nî (Konfüçyüsün sözleri) kitâbıdır. Bu kitâbda, semâvî dinlerin hepsinde bulunan, îmânın altı şartı görülmediği gibi, küfrünü gösteren sözleri de çokdur. Küfrü açıkda olan birisine, müslimân denemez. Nerde kaldı ki, Peygamber denilebilsin. Krişna da, Hind Berehmen kâfirlerinin eski tanrılarındandır. Önce, bu ismdeki bir ırmağa tapınırlardı. Sonra, uzun hikâyeleri olan bu adama da tapındılar.
(Berîka) kitâbında diyor ki, (Peygamberlerin “salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma’în” adedi kesin olarak belli değildir.