PEYGAMBERLİK NEDİR KİTÂBININ ÖNSÖZÜ
Kullarına kurtuluş yolunu göstermek için Peygamberlerini gönderen ve Onlardan dördüne büyük kitâb indiren ve kitâblarında çarpık, sapık birşey bulunmıyan, Allahü teâlâya hamd ederim. Onun son Peygamberi Muhammed aleyhisselâma indirdiği kitâbı, (Kur’ân-ı kerîm)dir. Kur’ân-ı kerîmde, kullara lâzım olan herşey bildirilmiş, inanmıyanlar azâb ile korkutulmuş, islâmın şartlarını yapan mü’minler Cennet ile müjdelenmişdir. Allahü teâlâ kullarının dinlerini, Muhammed aleyhisselâmı göndermekle temâmladı. Muhammed aleyhisselâmın getirdiği dîne (İslâmiyyet) denir. İslâm dîninde olanlardan râzı olacağını bildirdi. Geçmiş zemânlarda da, açık âyetleri ve büyük mu’cizeleri bulunan Peygamberleri kullarına gönderdi. Muhammed aleyhisselâmdan sonra hiç Peygamber gelmiyeceğini Kur’ân-ı kerîmde bildirdi. Kör olanın yol gösterenlere teslîm olması gibi ve çâresizlikden şaşırmış olan hastanın merhametli tabîblere kendini teslîm etmesi gibi, insanların da, aklın eremiyeceği fâidelere kavuşabilmeleri ve zararlı şeylerden, felâketlerden kurtulabilmeleri için, gönderdiği Peygamberlere teslîm olmalarını emr etdi. Muhammed aleyhisselâmı, Peygamberlerinin en üstünü, en merhametlisi yapdı. Onun milletini, en âdil ümmet eyledi. Onun dînini, hepsinden olgun eyledi. Onun hâlinde aşırılık ve noksanlık olmadığını ve derecesinin üstünlüğünü ve bütün mahlûkların Peygamberi olduğunu kitâbında âyetlerle bildirdi. Birliğini ve hiçbirşeye benzemediğini anlatmak için ve kullarının bilgilerinin ve işlerinin düzenlenmesi ve hasta kalblerinin tedâvîsi için, Onu kullarına son Peygamber olarak gönderdi. Ona ve Âline ve Eshâbına, bizden gece, gündüz, çok çok salât ve selâmlar olsun! Onlar, doğru yolu gösteren yıldızlar ve karanlıkları aydınlatan ışık kaynaklarıdır.
Biliniz ki, Allahü teâlânın merhametine çok muhtâc olan bu kul, ya’nî Abdül’ehad oğlu Ahmed [İmâm-ı Rabbânî müceddid-i elf-i sânî], Allahü teâlâdan, kendisini ve dedelerini ve hocalarını ve talebelerini, kıyâmet gününün azâblarından korunmasını diledikden sonra, derim ki, Peygamber gönderilmesi lâzım olduğuna ve Kur’ân-ı kerîmde ismleri bildirilen yirmibeş Peygambere inanmakda ve son Peygamberin getirdiği dîne uymakda, zemânımız insanlarının gevşekliklerini ve bunun yaygınlaşdığını üzülerek gördüm. Hattâ, Hindistânda öyle oldu ki, mevkı’ sâhibi, güçlü kimselerden ba’zısı, islâmiyyete tam uyan sâlih müslimânlara işkence ediyorlar.