401

Buyurdu: Allahü teâlâ, fadl ve keremi ile, bir kulda bulunabilen bütün kemâlâtı, [Nübüvvet makâmından başka hepsini] bize ihsân eyledi.

İmâm-ı Ahmed Rabbânînin “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” fazîletleri ve husûsiyyetleri anlatılmakla bitmez. Allahü teâlâ, husûsî ihsânı ile, onu Peygamber efendimize “sallallahü aleyhi ve sellem” yedi derecede de mutâbe’at (uymak) ile şereflendirdi. [Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize tâbi’ olmanın yedi derecesi (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının otuzuncu [30] maddesinde uzun olarak bildirilmekdedir.] Kur’ân-ı kerîmin müteşâbihât ve mukattaâtındaki esrâra mahrem eyledi. Sâbıklar kemâlâtına ulaşdırdı. [Sâbıklar Peygamberlere “aleyhimüsselâm” ve Eshâblarının yükseklerine denir.] Kayyûm-i âlem kılındı. Ona tufeylî olarak, talebesinden ba’zısı kutbluk makâmına ulaşdı. Cezbe ve sülûkün, seyr-i âfâkî ve enfüsînin ötesinde, yeni bir yol meydâna geldi.

Onun tesarruflarının bereketi ile islâm dîni, bilhâssa Hindistânda, çok kuvvetlendi. Ekber şâh zemânında yıkılan, ihmâl edilen islâm eserleri yenilendi. Çok kâfirler, onun elinde müslimân oldu. Binlerce fâsık tevbe eyledi. Muhlislerinden ve talebesinden olan Hân-ı Hânân ismi ile meşhûr Abdürrahîm hân, Nevvâb Ferîd Mürtedâ hân, Muhammed a’zam hân ve dahâ birçok kuvvetli, kudretli vâlî ve kumandanları te’sîrli mektûbları ile islâmiyyeti kuvvetlendirmeğe, yaymağa, ehl-i sünnet vel-cemâ’at i’tikâdını beyân etmeğe teşvîk ve muvaffak eyledi. Bu cemâ’at de, emr-i şerîflerine uyarak, bu yolda çok gayret sarf edip, dînin kuvvetlenmesine hizmet etdiler. Öyle oldu ki, bid’at ve küfr zulmeti îmân ve sünnet nûru hâlini aldı. Yüksek talebelerini, insanlara zâhirî ilmleri ve bâtınî ma’rifetleri öğretmek için her tarafa dağıtdı. Meselâ mevlânâ Hamîd-i Bengâlî, mevlânâ Muhammed Sıddîk-ı Bedahşî, şeyh Müzemmil, mevlânâ Tâhir-i Bedahşî, mevlânâ Ahmed-i Rivenbî, Kerîmeddîn-i Hasen-i Ebdâlî, Hasen-i Berkî, mevlânâ Abdülhayy-i Belhî, mevlânâ Hâşim-i Kişmî, mevlânâ Bedreddîn-i Serhendî, Yûsüf-i Berkî, hâcı Hıdır-i Efgânî, hâce Muhammed Sâdık-i Kâbilî, mevlânâ Yâr Muhammed Kadîm-i Talkânî ve diğerleri gibi “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”.

Bunlar, İmâmın seçkin talebelerindendir. Bunların sohbetinden milyonlarca insan feyz alarak, Vilâyet makâmına kavuşmuşlardır. Bu yüksek talebesine çok ulvî müjdeler vermiş ve insanların bu seçkin zâtların sohbetlerine kavuşmalarını teşvîk eylemişdir. Talebesinden ba’zılarını vilâyet ve kutbluk mansabı ile müjdelemişdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.