İslâmiyyetde, yalnız sevgi, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve iyilik etmek vardır.
– İslâmiyyet Allahü teâlâyı (Rabbül’âlemîn) ya’nî bütün âlemlerin Allahı olduğunu beyân etmişdir. Başka dinlerde olduğu gibi, yalnız o dîne mensûb olanların Allahı olarak düşünülmez.
– Tesellî arıyan bir zevallı, bunu ancak Kur’ân-ı kerîmde bulur. Kur’ân-ı kerîmde, muhtâcları tesellî eden, onları ferâhlatan, ne yapmaları lâzım olduğunu öğreten birçok güzel nasîhatler vardır.
HÜLÂSA
Hiçbir cebr altında kalmadan, sırf kendi düşünceleri ve dinleri birbiri ile karşılaşdırmaları netîcesinde, islâm dînini seve seve kabûl eden, muhtelif millet ve memleketlerden ve meslek ve tabakadan insanların, islâm dîni hakkında söyledikleri bu güzel, açık, candan sözlerini okuyunca, insan müslimân olduğuna ne kadar şükr ediyor ve dîni ile ne kadar iftihâr ediyor! İnsanlar, alışdıkları ve gâyet tabî’î buldukları birçok şeylerin başkaları tarafından büyük takdîrle karşılanmasına hayret eder. Tek Allaha inanmak, kardeşlik, güler yüzlülük, dürüstlük, merhamet, müsâfirseverlik, başkalarına yardımcı olmak, vatanının yükselmesi için her çâreye başvurmak, dîni, îmânı, nâmûsu korumak için cânını fedâ etmek gibi iyi huylar sebebi ile, islâmiyyet, propaganda yapılmadan ve hıristiyan misyonerlerin bağlı olduğu zengin teşkilâtın yapdığı gibi, avuç dolusu para sarf edilmeden, diğer dinlere tercîh edilmekdedir.
İslâmiyyetde fenâ düşünceler, zararlı hareketler yokdur. İslâmiyyeti, şahsî menfe’atlerine, politikalarına, kötü ideolojilerine âlet etmek isteyen münâfıklar ve bid’at ehli olanlar vardır. (Ehl-i sünnet) ya’nî doğru îmânlı fırkadan olan hakîkî bir müslimân, bunların âleti olamaz. Bunların aldatması sebebi ile, doğru îmânını bozmaz. Müslimân, hangi dinden olursa olsun, hiç kimsenin hakkına tecâvüz etmez. Peygamberimizin “aleyhisselâm” haber verdiği, yetmişiki bozuk fırkadan birinde bulunan kimse, sapıkdır. Bu kitâbımızın birinci kısmında uzun uzadıya îzâh etdiğimiz gibi, Ehl-i sünnet i’tikâdında olan hakîkî müslimân, beş vakt nemâz kılan, tertemiz bir kimsedir. İslâmiyyet, bir din kardeşine, şaka olsa bile, silâh tutmağı harâm etmişdir.
Allahü teâlânın her ni’metine mâlik olan, iyi iklim, bol su, zengin ma’den kaynaklarıyla dünyâda eşi bulunmayan vatanımız Türkiye, Ehl-i sünnet i’tikâdında olan hakîkî müslimânlara muhtâcdır.