Allahü teâlâ, yeni bir Peygamber gönderince, ondan evvelki dinlerin hükmünün ortadan kalkması îcâb eder. Yehûdîler, nasrâniyyeti kabûl etmedikleri için üzerlerine dürlü dürlü belâlar gelmiş, hakîr ve zelîl olmuşlardır. Çünki, yeni Peygamber göndermek, ondan evvelki dinlerin bozulduğuna alâmetdir. Hâlbuki, Muhammed “aleyhisselâm” geldikden sonra hıristiyanlık ortadan kalkmamış, yehûdîlere olduğu gibi hıristiyanların üzerlerine çeşidli belâlar gelmemiş, aksine dahâ fazla yayılmışdır. Müslimânların bütün uğraşmalarına, milletleri kılınçdan geçirmelerine, kiliseleri yakıp yıkmalarına (meselâ, halîfe Ömer zemânında 4000 kilise yıkılmışdır) rağmen, hıristiyanlar gün geçdikçe artmakda, refâha [zenginliğe] kavuşmakda, buna karşılık müslimânlar perîşan olmakda, fakîrleşmekde ve dünyâ üzerinde hiçbir kıymet ve ehemmiyyetleri kalmamakdadır.) dedi.
Papazın bu iftirâlarına hoca İshak efendi “rahmetullahi aleyh” aşağıdaki cevâbı vermişdir:
Her şeyden önce, papazın verdiği bilgi ve rakamlar hakîkate uymamakdadır. Çünki, islâm dîninin mukaddes kitâbı (Kur’ân-ı kerîm)de, (Dinde zorlama yokdur) emri bulunmakdadır. Hazret-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”, dîn-i islâmı teblîg ederken, hiçbir cebr ve tehdîd kullanmadığı hâlde, kendiliğinden ve seve seve müslimânlığı kabûl edenler kısa zemânda artmışdır. Hıristiyan târîhcilerinden, Kur’ân-ı kerîm mütercimi papaz SALE’nin beyânları bu sözümüzü isbât etmekdedir. [George Sale 1149 [m. 1736] da öldü. İngiliz papazıdır. 1734 de Kur’ân-ı kerîmi ingilizceye terceme etdi. Eserinin önsözünde islâmiyyet hakkında uzun ma’lûmât verdi.] 1266 [m. 1850] senesinde basılan bu (Kur’ân tercemesi)nde diyor ki: (Medînede dahâ hicretden evvel, içinde müslimân bulunmayan bir tek ev kalmamışdı.) Demek oluyor ki, o zemâna kadar hiç kılınç yüzü görmeyen şehrlerdeki insanlar sırf islâmiyyetin büyüklüğü, doğruluğu, Kur’ân-ı kerîmin belâgati sâyesinde, bu dîni severek kabûl etmişlerdir. Müslimânlığın pek sür’at ile intişâr etdiğini aşağıdaki hakîkî rakamlar isbât etmekdedir. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” vefât etdiği zemân, müslimânların adedi 124.000’i bulmuşdu. Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” vefâtından dört sene sonra, Ömer “radıyallahü anh” 40.000 kişilik bir müslimân ordusu göndererek, bununla Îrânı, Sûriyeyi, Konyaya kadar Anadoluyu ve Mısrı feth etdi. Ömer “radıyallahü teâlâ anh”, hiçbir zemân, gaddârlık göstermedi.