480

Evvelâ bu parçadan haberi olmadığını söyleyen ve kendisine yukarıda bildirilen türkçe İncîl getirilerek 169. cu sahîfesi gösterilen hıristiyan papaz, (Efendim, bu parçanın Îsâaleyhisselâm” ile hiçbir münâsebeti yokdur. Bu parça, Mûsâya “aleyhisselâm” âid olan Tevrâtdan alınmış bir parçadır. Bahs edilen şey, Allahü teâlânın Mûsevîlere Mısrlılardan intikâm almak için verdiği emrdir. Mısrlılar, o zemân hak dînini tanımamışlar, Mûsâ aleyhisselâmı öldürmeğe kalkmışlardı. Bunun üzerine, Allahü teâlâ, onlardan intikâm almak için yehûdîlere, ismi yazılı kâfir milletleri yok etmek emrini vermişdi. İşte Kitâb-ı mukaddese ilâve edilen bu parçanın ma’nâsı budur. Bunun, hıristiyanlık dîni ile hiçbir alâkası yokdur) diye cevâb verdi. Bunun üzerine, ona dedik ki: (Her dînin bir mukaddes kitâbı vardır. O dîne inananlar, ona âid mukaddes kitâbın başından sonuna kadar her parçasına îmân etmeye mecbûrdur. Parçaların nereden geldiği, nasıl tertîblendiği mevzû’u bahs olamaz. Zîrâ mukaddes kitâba, Allah kitâbı olarak ve içindeki yazılara da, Allahın emri olarak îmân edilir. Hıristiyanların mukaddes kitâbı (Kitâb-ı mukaddes),ya’nî Tevrât ve İncîldir. Onun için, siz Kitâb-ı mukaddesde yazılı bütün yazıları Allahın emri olarak tanımak mecbûriyyetindesiniz. Yok, burası eskiydi, yok burası yehûdîlere âiddir, yok burası Îsâyı değil, Mûsâyı ilgilendirir diye mukaddes kitâbınızı parçalara bölemezsiniz. Bir kısmına îmân edip, bir kısmına inanmamazlık edemezsiniz. Temâmına îmân etmek mecbûriyyetindesiniz. Eğer İncîlin (Tesniye) kısmında bulunan bu parçanın, hıristiyanlıkla hiçbir münâsebeti yoksa, sizin dînî meclîsleriniz, bu parçayı Kitâb-ı mukaddesden çıkarmağa, yâhud bunun bir hurâfe olup, sonradan İncîle eklendiğini bütün dünyâya bildirmeğe mecbûr idi. Böyle bir şey yapılmadığına göre, bu parçaya da, Allahın emri olarak inanıyorsunuz demekdir. O hâlde, hıristiyan dîninin çok gaddar, vahşî bir din olduğunu, kimseye merhamet etmeden, bütün insanları yok etmek istediğini kabûl etmek mecbûriyyetindeyiz.)

Hıristiyan papazı hayretde kalmışdı. Kendisi, Kitâb-ı mukaddesi hiç bir zemân tam okumamış, hele eski ahd kısmını gözden bile geçirmemiş olduğu için, bu parçayı ancak bizim göstermemiz üzerine okumuş, hayretden ağzı açık kalmışdı. Nihâyet bize, (Siz yalnız beni değil, bütün hıristiyanlık âlemini mahcûb etdiniz. Ben bir din adamı değilim ve i’tirâf edeyim ki, pek dindâr da sayılmam. Fekat, Kitâb-ı mukaddesde yalnız şefkat, merhamet ve afv etmek husûsları bulunduğunu zan ediyordum.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.