Bu büyük âlimlerden biri, Seyyid Şerîf Cürcânîdir “rahime-hullahü teâlâ”. Tesavvufda vilâyet derecesine yükselmiş olan bu derin âlim, 816 [m. 1413] da Şirâzda vefât etmişdir. (Şerh-i Mevâkıf) kitâbının çok yeri bu vesîkalarla doludur. Kelâm ilminin en yüksek derecesinde bulunan Sa’deddîn-i Teftâzânî de “rahime-hullahü teâlâ” çok kıymetli (Şerh-i akâid) kitâbında, bid’at felsefesini kökünden yıkmışdır. 792 [m. 1389] da Semerkandda vefât etmişdir. 548 [m. 1153] de Bağdâdda vefât etmiş olan Muhammed Şihristânînin “rahime-hullahü teâlâ” (El-milel ven-nihal) kitâbı ise, başından sonuna kadar, bu reddiyyelerle doludur. Bu arabî kitâb ve türkçe tercemesi, tekrâr tekrâr basdırılmışdır. UNESCO tarafından Avrupa dillerine terceme ve neşr edilmiş, İslâmiyyetin aslında felsefe bulunmadığını ve islâm felsefesi sözünün doğru olmadığını bütün dünyâ anlamışdır.
İmâm-ı Muhammed Gazâlî “rahime-hullahü teâlâ” hem tesavvufu, hem de metafiziği incelemiş, (El-münkız) ve (Et-tehâfütül-felâsife) kitâblarında, felsefecilerin yalnız akla dayandıklarını, çok yanıldıklarını, tesavvufcuların ise, yalnız âyet-i kerîmlere ve hadîs-i şerîflere tâbi’ olarak hakîkî îmâna ve ebedî se’âdete kavuşduklarını bildirmişdir. Yukarıda müslimân olduklarını bildirdiğimiz, yetmişiki bid’at ehlinin felsefelerini incelemiş, bunların yunan filozoflarının te’sîrleri altında kaldıklarını görmüşdür. (Bid’at ehli) denilen müslimânların akîdelerinin hakîkate, ya’nî Kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uygun olmadığı görülür. Bunların yunan felsefesinden almış oldukları parçalara, 21. asrda artık i’tibâr edilmemekdedir. Bid’at sâhibi müslimânların akîdeleri birbiri ile kıyâs edilecek olursa, görülür ki, Allahü teâlânın birliği, büyüklüğü, her şeyin Ondan geldiği, Onun her şeye hâkim, kâdir olması, islâm dîninin en hakîkî ve en son din olması, Kur’ân-ı kerîmin Allah kelâmı oluşu ve Muhammed “aleyhisselâm”ın Onun son Peygamberi bulunması husûsunda hepsi ittifaklıdır. Hepsi bunları bildirmekdedirler. İnsanı, hıristiyanlar gibi, (günâhkar) değil, kudsî bir varlık sayarlar. Bunun için, yetmişiki bid’at fırkasının hepsi mü’mindir, müslimândır. Böyle olmakla berâber, akl ile dîni ve felsefeyi bir tutmakdadırlar. Bunun için, îmânlarında farklılıklar vardır. Muhtelif felsefelere bağlı oldukları için, aralarında ma’nâsız ayrılıklar, mücâdeleler baş göstermişdir. Bunların hangisinin haklı olduğu ancak ilm ile ve hadîs-i şerîfler ile karşılaşdırmakla ortaya çıkar, yoksa zor kullanarak, birbirine düşman olarak, birbirini bozuk sayarak değil!
İslâm âlimlerine göre, islâmiyyet beş şeyi muhâfaza altına almışdır. Bunlar; 1) Can, 2) Mal, 3) Akl, 4) Nesl, 5) Dindir.