593

Çünki, önce duygu organları ile, iyi veyâ kötü olduğu anlaşılmalıdır ki, istenebilsin veyâ atılsın. Bütün bu duyguların ve hareketlerin hepsi sinirlerle yapılmakdadır. İnsan kalbi ve rûhu, yalnız insanlarda bulunur. Bu rûhun da iki kuvveti vardır. İnsan, bu iki kuvvet ile, hayvânlardan ayrılmakdadır. Bu iki kuvvetden birisi, idrâk edici olan (Kuvve-i âlime) ve (Müdrike) denilen bilici kuvvetdir. İkincisi, (Kuvve-i âmile) yapıcı kuvvetdir. Bilici kuvvete (Nutk) ve (Akl) denir. Bu kuvvet ikiye ayrılır: Biri, (Hikmet-i nazarî) olup, (Tecribî) ilmleri, ya’nî fen bilgilerini elde etmeğe yarıyan kuvvetdir. İkincisi, (Hikmet-i amelî) olup, (Ahlâk) ilmleri ile âlim olan kuvvetdir. Tecribî ya’nî fen bilgileri edinen kuvvet, maddenin hakîkatini anlamağı sağlar. Ahlâk bilgileri edinen kuvvet, iyi huyları ve yararlı işleri, kötü huylardan ve çirkin işlerden ayırır.

Rûhun yapıcı kuvveti, fâideli, başarılı işlerin yapılmasını sağlar. Bilici kuvvetler ile edinilen bilgilere göre iş yapar. Hayvân rûhundaki hareket kuvvetleri, vâhime kuvvetinin iyi bulduklarını cezb eder. Çirkin bulduklarını def’ eder. İnsan rûhunun yapıcı kuvveti, akla dayanır. Bir işde iyilik, fâide olduğunu (Akl) ile anlarsa, onu yapar. Sonu noksan, zarar olacağını anlarsa, o işi yapmaz veyâ def’ eder. Bunları ve hayvânî rûhun şehevî ve gadabî kuvvetlerini kalb vâsıtası ile idâre eder.

Çok kimse vardır ki, çok işlerini nefsin veyâ hayvânî rûhun kuvvetlerine tâbi’ olarak yapar. Ya’nî vehm ve hayâl ile yaparlar.

İmâm-ı Muhammed Gazâlî ve tesavvuf büyüklerinden bir kısmı buyurdu ki, (Rûhun bu kuvvetleri, meleklerdir. Allahü teâlâ, lutf ve merhamet ederek, melekleri rûhun emrine vermişdir. Küçük kıyâmet kopuncıya kadar, ya’nî rûh bedenden ayrılıncaya kadar, rûhun emrinde kalırlar. Hadîs-i şerîflerde de buna işâretler vardır. Ba’zı kimselerden, durup dururken, tecribeli kimselere parmak ısırtan hünerlerin meydâna gelmesi de, bunu göstermekdedir). İnsanın kemâle gelmesi, rûhun iki kuvveti ile olur.

TENBÎH: Muhammed Ma’sûm hazretleri, (Mektûbât)ın ikinci cildi, 80.ci mektûbunda buyuruyor ki, (Belâları, sıkıntıları def’ etmek için, (İstigfâr) okumak çok fâidelidir ve tecribe edilmişdir. Bunu hadîs-i şerîfler de bildirmekdedir. Bu fakîr, her farz nemâzdan sonra, üç kerre istigfâr düâsı, ya’nî (Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüv elhayyel kayyûme ve etûbü ileyh) okuyorum. Sonra, 67 def’a yalnız (Estagfirullah) okuyorum).

Binlerce top ve tüfek, yapamaz aslâ,
Gözyaşının seher vakti yapdığını.
Düşman kaçıran süngüleri, çok def’a,
Toz gibi yapar, bir mü’minin düâsı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.