593

Tegannî, güzel, hoşa gidecek sesle okumakdır. Kur’ân-ı kerîmi, ezânı, mevlidi, ilâhîleri tegannî ile okumak iki dürlü olur:

1- Sünnet olan, sevâb olan tegannî. Tecvîd ilmine uygun okumakdır. Böyle tegannî, kalblere, rûhlara kuvvet vermekdedir.

2- Memnû’ olan, harâm olan tegannî, mûsikî perdelerine, notalarına uyarak, elhân ile okumakdır. Böyle tegannî, harfleri, kelimeleri bozuyor. Ma’nâyı değişdiriyor. Böyle okuyanların nagmeleri, nefs-i emmâreye hoş, tatlı geliyor. Nefslerine maglûb kimseleri ağlatıyor, zıplatıyor. Ma’nâlardan haberleri olmuyor. Kalbleri, rûhları, gafletden, hastalıkdan kurtulamıyor.

(Tergîb-üs-salât) 162.ci sahîfede ve (Berîka) C.2 S.1342 ve (Hadîka) C.2 S.589 da diyor ki, (Lehv, eğlence için, cers ya’nî çıngırak takılı hayvâna binmemelidir, mekrûhdur. Çünki cers, şeytânın mizmârıdır, çalgısıdır. Cers bulunan kervâna rahmet melekleri gelmez.) Bir maslahat, menfe’at için binmek, câizdir.

Dîne ve ahlâka uymıyan şi’rleri okumağa, uygun olanlarını da, çalgılı, içkili, kadın erkek karışık fısk yerlerinde okumağa veyâ başka yerde okunmuş olanı, böyle yerlerde, radyodan, teypden dinlemeğe ve kadınların, oğlanların okumalarına sözbirliği ile harâm denildi.] Uygun şi’rleri, uygun yerlerde okumak câiz olur. Kalbe rikkat getirince, Allahü teâlânın merhametine de sebeb olur. Ba’zı âlimler, mubâh olan simâ’a da rağbet etmemişlerdir. Bunlar, tabî’atlerine hoş gelmediği, zevk almadıkları için simâ’ı arzû etmemişler ise de, mubâh olan simâ’ı arzû edenleri de red ve inkâr etmemişlerdir.) Kur’ân-ı kerîmi, mevlidi, ilâhîleri, salevât-ı şerîfleri fısk meclislerinde hurmet ile okumak harâm olur. Eğlence, keyf için okumak küfr olur. (Dürrül-meârif) 6.cı sahîfede diyor ki, (Çalgı, kadın ve oğlan sesi gınâdır. Harâmdır. Böyle olmıyan seslerle fâideli şi’rler okumak, simâ’dır, mubâhdır.)

72- İntihâr etmek, ya’nî kendini öldürmek, başkalarını öldürmekden dahâ büyük günâhdır. Kabrde Cehennem azâbı çeker. Hemen ölmeyip tevbe ederse, bütün günâhları afv olur. Kabr azâbı çekmez. [Terk edilmiş nemâzların tevbelerinin sahîh olması için, bunları kazâ etmek lâzımdır. Kazâlara başlıyan, ölünciye kadar, kazâ kılmağa niyyet etmiş demekdir. Bu niyyetine karşılık olarak, bütün kazâ borçları afv olmakdadır. Bunun gibi, îmâna gelen bir kâfir ve bid’at inanışında olan bir sapık da, küfrüne ve bozuk inanışlarına tevbe edince, küfr ve bid’at inanışlarına ve bu zemândaki bozuk işlerini yapmamağa niyyet etmiş demekdir. Bu niyyetine karşılık olarak, bunların hepsi afv olur.]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.