Buyurdu ki, (Sen onu incitir isen, Allaha âsî olursun ve nemâzın kabûl olmaz.) O avret, etdi, dahâ var mı? Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Hangi avret, erinden iznsiz, evinden dışarıya çıksa, her adım başına günâh yazılır.) Avret etdi, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu ki, (Erine kötü söz söylerse, kıyâmetde dilini ensesinden çıkarırlar.) O avret etdi, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret ki, malı ola da, erinin hâcetini bitirmeye, âhıretde o avretin yüzü kara ola.) Ve o avret etdi, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erinin malından uğrularsa ve bir başkasına verirse, ve eri ile halâllaşmazsa, Allahü azîm-üş-şân, o avretin zekât ve sadakasını kabûl eylemez.) Avret etdi, dahâ var mı? Resûl-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erine sövse veyâ karşı gelse, tamu içinde, dilinden asalar ve hangi avret çengi ve çalgı dinlemeğe varsa ve bir akça verse, küçük yaşından beri kazanmış olduğu sevâb mahv ola ve üzerindeki libasları da da’vâcı olup, bizi mubârek günlerde giymedi ve halâline karşı giymedi, harâm yerlere gitdi, dedikde, Hak teâlâ buyurur, böyle olan avretleri, bin yıl yaksam gerekdir.) [Sinemanın, radyo ve televizyonun kötü taraflarını buradan da anlamalıdır.] O avret, bu cevâbları işitince, (Yâ Resûlallah! Bu zemâna gelince, ere varmadım, yine varmam) dedi.
Bir kerre, Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, se’âdet ile buyurdu ki, (Yâ hâtun! Ere varmanın sevâbını dahî haber vereyim de dinle! Hangi avret ki, eri, ona, Allah senden râzı olsun dese, altmış yıl ibâdet etmekden yeğdir. Ve erine, bir içim su verse, bir yıl oruc tutmakdan efdaldir. Erinin döşeğinden kalkdığı zemân gusl eylese, bir kurban kesmişcesine sevâb bula. Ve halâline hîle etmezse, onun için, göklerde melekler tesbîh ederler. Ve halâli ile oynasa, altmış kul âzâd etmekden hayrlıdır. Erinin rızkını muhâfaza etse ve halâlinin akrabâsına merhamet eylese ve beş vakt nemâzını kılıp, orucunu tutsa, bin kerre Kâ’beye varmakdan efdaldir.) Fâtıma-i Zehrâ “radıyallahü anhâ”, bir avret halâlini incitse, hâli nice olur, dedikde, (Bir avret, erine âsî olsa, Allahın la’neti onun üzerinde kalır, tâ ki eri ile halâllaşmayınca, kurtulamaz ve erinin döşeğinden kaçsa, cemî’ sevâbı gider ve erine karşı, büyüklense, Hak teâlâ, ona hışm eyler ve sen benim kâhyam mısın, dese ve senden ne gördüm dese, Allahü teâlâ, ona ni’metini harâm eyler. Erinin kanını dili ile yalasa, henüz erinin hakkını yerine getirmiş olmaz. Ve erinin izni ile açık saçık sokağa çıksa, erinin defter-i a’mâline, bin günâh yazılır, izn verdiği için) buyurdu. İznsiz çıkıp giden avretlerin hâli nice olur, bundan kıyâs eyle!