(Berîka)dan terceme temâm oldu. Vaktin sonunda, müekked sünneti kılmak, farzı vaktinde kılmağa mâni’ olursa, bu sünneti kılmanın harâm olacağı fıkh kitâblarında yazılıdır. Bunun gibi, sünnet nemâzı kılmak, kazâ kılmanın gecikmesine sebeb olacağı için, harâm olur. Çünki, özrsüz terk edilmiş nemâzı kazâ edecek kadar geçen her zemânda, [ya’nî 6 dakîkada] bu büyük günâh katkat artmakdadır. Müslimânları bu büyük felâketden korumak için, bütün fıkh kitâbları, kazâ nemâzlarını gecikdirmeden acele kılmak lâzım olduğunu yazmakdadırlar. Farz nemâzı fevt etmek, ya’nî özr ile vaktinde kılamamak harâm olmadığı için, bunların kazâlarının müekked sünnetleri kılacak kadar gecikdirilmeleri özr sayılmış, bundan fazla gecikdirilmelerine izn verilmemişdir.
37 –(İşrak nemâzı)nın fazîleti de çok büyükdür. Bunun hakkında birçok âsâr vardır. Sultân-ı Enbiyâ buyurdu ki: (Sabâh nemâzını kıldıkdan sonra dünyâ kelâmı söylemeden kıbleye karşı durup, güneş bir mızrak yükseldikden sonra iki rek’at işrak nemâzı kılan kimse, şübhesiz Cennetlikdir.) [Güneşin alt kenârının üfk-ı zâhirî hattından bir mızrak yükselmesi, merkezinin üfk-ı hakîkîden beş derece yükselmesidir. Bu da, güneşin doğmasından 40 dakîka sonradır.]
38 –(Teheccüd nemâzı) ya’nî gece nemâzı da kıl, düân kabûl olsun. Hasen-i Basrî rahmetullahilbârî hazretleri (21-110 Basrada) rivâyet ederler ki: Allahü teâlâ Tûr-i Sinâda, Mûsâ aleyhisselâma buyurdu ki, (Yâ Mûsâ, benim için ibâdet yap!) Mûsâ aleyhisselâm ise, yâ Rabbî! Sana ne zemân ibâdet yapayım ki, huzûrunda kabûl olunsun? diye arz edince, gecenin yarısında gece nemâzı kılması emr olundu. Nitekim, Müzzemmil sûresinin ikinci âyetinde meâlen, (Gecenin yarısında gece nemâzı kıl!) buyuruldu. [Böyle olmakla berâber, (Dürr-ül-muhtâr) beşinci cildde buyuruyor ki, bir sâat ilm öğrenmek [ve öğretmek] geceyi ibâdetle geçirmekden dahâ çok sevâbdır.]
39 – Düânın makbûl olması için, beş şart lâzımdır:
1- Müslimân olmak.
2- Ehl-i sünnet i’tikâdında olmak. Bunun için, dört mezhebden birini taklîd etmek lâzımdır.
3- Farzları yapmak. Kazâya kalmış nemâzları, geceleri de ve sünnetler yerine de kazâ ederek, bir ân önce ödemelidir.
Farz nemâzı kazâya kalan kimsenin, sünnet ve nâfile nemâzları ve düâları kabûl olmaz. Ya’nî, sahîh olsa da sevâb verilmez. Şeytân, müslimânları aldatmak için, farzları ehemmiyyetsiz gösterip, sünnet ve nâfileleri yapmağa sevk eder. Nemâzı, vaktin geldiğini bilerek ve evvel vaktinde kılmalıdır.