41 – Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdular ki: (Her kim akşam nemâzından sonra, yatsı vakti girmeden iki rek’at nemâz kılarsa, evvelki rek’atında bir Fâtiha ve bir Âyetel-kürsî ve beş kerre İhlâs-ı şerîfi okuyup, ikinci rek’atda bir Fâtiha ve bir def’a “lillahi mâ fissemâvâti ve mâ fil erdı ve in tübdû mâ fî enfüsiküm ev tuhfûhü yuhâsibküm bihillâh fe yağfirü limen yeşâü ve yuazzibü men yeşâü vallahü alâ külli şey’in kadîr” okuyup, sonra âmenerresûlü’yü sonuna kadar okuyup ve böylece bu nemâzı îfâ ederse, Hak teâlâ hazretleri Cennetde bir mevki’ lutf eder ve her rek’atı için bir şehîd sevâbı ve her âyet için de bir kul âzâd etmiş sevâbı verir.) [Kazâ nemâzı borcu olanlara bu sevâblar verilmez. Bunlar, borçlarını ödemedikce, Cehennemden kurtulamaz.]
42 – Nemâz kılmağa muhabbet eyle! Beş vakt farz nemâzlarını îfâ eyle! Beş vakt nemâz, bütün ibâdetlerden dahâ fazîletlidir. Nemâz, cemâ’at ile kılınırsa, çok dahâ fazîletli olur. Özrsüz sakın cemâ’at ile nemâz kılmağı terk etme. Özrsüz olarak cemâ’at ile nemâz kılmağı terk etmek münâfıklık alâmetidir. Ve dört kitâbda la’netle yâd edilmişdir. Nemâzı özrsüz yalnız kılanın hâli böyle olursa, hiç kılmayanın hâlinin ne olacağını sen düşün! [İ’tikâdı, Ehl-i sünnet i’tikâdına uymayan kimse, yâ sapıkdır, yâhud kâfir, mürteddir. Böyle imâm arkasında nemâz kılmamalı, kavga ve münâkaşa da etmemelidir. Herkesle iyi geçinmelidir.]
43 – Nemâzın rükû’ ve sücûdünde ve sâir erkânında ta’dîl-i erkân ile, hudû’ ve huşû’ ile, dürüst olarak nemâzını kıl. Bir kişi nemâz kılarken, rükû’ ve sücûdü ile ta’dîl-i erkânı temâm yapmıyor idi. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” gördü. Buyurdu ki: (Şu kişinin hâli böyle giderse, amelinin fâidesini bulmaz!) Nemâzın rüknlerinde ta’dîl-i erkân olmazsa, nemâz temâm olmaz. Nemâzı maskaralığa almış olur. Bir kimsenin nemâzı nemâz olmazsa, dîni dahî tekmil olmaz. Resûl-i ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Nemâz dînin direğidir, direksiz din olmaz.) Nemâz kılmıyanın dîni yıkılır. Yine (Nemâz mü’minin mi’râcıdır) buyurdu.
44 – Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her kim beş vakt farz nemâzda Kur’ân-ı kerîm okursa, Hak teâlâ her harfine yüz sevâb verir. Her kim nemâzdan başka vaktlerde Kur’ân okursa, her harfine on sevâb verir. Her kim, [tegannîsiz ve hurmetle okunan] Kur’ânı ayakda veyâ oturarak hurmet ile dinlerse, her harfine bir sevâb verir. Her kim Kur’ân-ı kerîmi hatm eylese, o kulun düâsı Allah indinde kabûl edilir.)
45 –Tenbîh: İmâm-ı Gazâlî “rahime-hullahü teâlâ” 450 [m. 1058] senesinde Tus şehrinde tevellüd ve 505 [m. 1111] de orada vefât etmişdir.