Kadının sarkan saçları, şâfi’îde de avretdir. Avretini açarsa, nemâzı hemen bozulur. İnce kumaş altındaki cildin rengi belli olursa, nemâz bâtıl olur. Örtü cilde yapışıp, uzvun şekli belli olursa, bâtıl olmaz. Çıplak olan, örtü bulmak ümmîdi varsa, vaktin sonuna kadar beklemesi vâcib olur.
Nemâz dışında da, avret mahallini, kendinden ve başkasından örtmek farzdır. Zarûret olunca, zarûret mikdârı açılır. Müslimân kadının, yabancı erkekler ve kâfir, mürted ve fâsık kadınlar yanında örtünmeleri farzdır. [Üç mezhebde, yalnız yüzlerinin ve ellerinin, hanefîde ise ayaklarının da avret olmadığı (Mîzân-ül-kübrâ)da yazılıdır.] Hanbelîde, kâfir kadınlarına da örtünmez. Şâfi’îde, küçük çocuğun avret yeri, terbiye edenden başkasına harâmdır. Erkeğin dizi, hanefîde avretdir. Diğer üç mezhebde değildir. Uylukları her mezhebde harâmdır. Mekkede olanın, nemâzını Kâ’benin binâsına karşı kılması farzdır. Mekkeden uzakda olan için de şâfi’îde böyledir. Zan-nı gâlibi Kâ’beye karşı olmalıdır. Kıble ciheti, âdil olan bir müslimâna sorarak, câmi’ mihrablarına, güneşin kıble sâatine gelmesine, yıldızlara, pusulaya bakarak anlaşılır. Bunlarla anlıyamazsa, araşdırır. Yine bulamazsa, nemâz kılanlara tâbi’ olur. Şâfi’îde nemâzın içinde olan farzlar onüçdür: Beşi ağız ile, sekizi kalb ve beden ile yapılır. Ağız ile olanlar, iftitâh tekbîri, her rek’atde Fâtiha okumak, son rek’atde teşehhüd okumak, salevât okumak, birinci selâmı söylemekdir. Kalb ve beden ile yapılanlar: Niyyet, kıyâm, rükû’, kavmede dik durmak, iki secde arasındaki celsede oturmak, son rek’atde teşehhüd mikdârı oturmak, bunları sırası ile yapmakdır. Şâfi’îde niyyet ederken, nemâzın farz olduğuna, nemâzın şeklini, ya’nî oturmağı, rükû’unu, secdelerini, selâm vermesini düşünmek, hangi nemâzı kılacağını niyyet etmek lâzımdır. Niyyet, iftitâh tekbîrini söylerken yapılır. Edâ veyâ kazâ olduğunu niyyet etmek şart değildir. Bu ikisini birbiri yerine düşünürse, nemâzı sahîh olmaz. Rek’at adedi de böyledir. Sünnetlerin de cinsini, farzdan evvel veyâ sonra olduklarını niyyet lâzımdır. Yalnız kılan, nemâzı arasında hâsıl olan cemâ’ate uyabilir. Nemâza başlarken, tekbîr getirmek, dört mezhebde de farzdır. Hanefîde, tekbîr olarak, (Allahü ekber) demek vâcibdir. Diğer üç mezhebde farzdır. İftitâh tekbîrinin sahîh olması için, şâfi’îde onbeş şart vardır: Arabî olmak, farz nemâza ayakda niyyet etmek, Allahü ekber demek, (ber) derken uzatmamak, (be)yi şeddeli okumamak, iki kelimenin arasında veyâ önce (vav) harfi okumamak, iki kelime arasında durmamak. Allahul-ekber veyâ Allahul’azîm ekber demek câizdir. Kendi işitecek kadar sesli okumak, nemâz vakti girmiş olmak, Kıbleye karşı söylemek, imâmdan sonra söylemek lâzımdır.