İdrâr damlası bulaşınca, avucdaki su, necs olur ve damladığı çamaşır pis olur. Bu suyun damladığı yerlerin toplamı avuc içinden fazla olursa, nemâz sahîh olmaz. İmâm ise, arkasında nemâz kılınmaz. İki eli çolak olanın, istincâ yapdıracak mahremi yoksa, istincâ yapması sâkıt olur [Kâdîhân].
Erkeklerin yürüyerek, öksürerek veyâ sol tarafa yatarak (İstibrâ) etmesi, ya’nî idrâr yolunda damlalar bırakmaması vâcibdir. Kadınlar istibrâ yapmaz. İdrâr damlası kalmadığına kanâ’at gelmeden abdest almamalıdır. Bir damla sızarsa, hem abdest bozulur, hem de elbise kirlenir. Çamaşıra avuç içinden az sızarsa, abdest alıp kıldığı nemâz mekrûh olur. Çok sızarsa, nemâz sahîh olmaz. İstibrâda güçlük çekenler, arpa kadar nebâtî pamuk idrâr deliğine koymalıdır. Sızan idrârı pamuk emer. Hem abdest bozulmaz, hem de don kirlenmez. Yalnız pamuk uzun olup ucunun dışarda kalmaması lâzımdır. Ucu dışarda kalır ve bevl ile ıslanırsa, abdest bozulur. Şâfi’îler, Ramezân-ı şerîfde, pamuk koymamalıdır. Çünki, Şâfi’î mezhebinde orucu bozar. [Abdestde ve nemâzda şâfi’îyi taklîd eden hanefî pamuk koyunca, orucu bozulmaz. İhtiyârlarda ve hastalarda, zeker küçülüp, üzerine sarılı bez çıkıyor. Böyle kimseler, küçük naylon torbaya, mendil kadar bez yerleşdirip, zeker ve husyeleri torbaya koyar. Torbanın ağzını bağlar. Beze dirhemden fazla idrâr sızar ise, abdest alırken, bez değişdirilir. İdrâr kaçıran, fekat özr sâhibi olmıyan kimse, temiz olarak bağladığı bezde yaşlık görür, ne vakt damladığını bilmezse, yüzotuzsekizinci sahîfede yazılı, hayz kanında olduğu gibi, gördüğü anda damladı sayılır. Şübhe eden kimse, nemâza dururken beze bakar. Yaşlık görür ise, yeniden abdest alır. Nemâzda iken şübhelenirse, selâm verince hemen bakıp, damlamış görür ise, nemâzını iâde eder. Selâmdan birkaç dakîka sonra bakıp görürse, nemâzını abdestli kılmış sayılır.] İstibrâdan sonra istincâ yapılır. Su ile istincâdan sonra bez ile kurulanır. Her kadın, her zemân, önüne (Kürsüf) denilen bez veyâ pamuk koymalıdır. Ellidördüncü maddeye bakınız!
[İdrâr, kan kaçıranların ve necâset temizlemekde zahmet çekenlerin Mâlikî mezhebini taklîd etmeleri, (Ma’füvât) şerhinde yazılıdır. (El-fıkh-u alel-mezâhib-il erbe’a)da diyor ki, (Mâlikî mezhebinde, sağlam insandan çıkan bevl, menî, mezî, vedî, istihâza kanı, gâit ve yel abdesti bozar. Mak’atdan ve bedenden taş, solucan, cerâhat, sarı su, kan çıkınca bozulmaz. Abdesti bozanlar, hastalık ile çıkarsa ve çıkması men’ olunamazsa, iki kavl vardır. Birinci kavlde bevl, bir nemâz vaktinin yarısından çok devâm eder ve çıkma zemânı belli olmazsa, abdesti bozmaz. İkinci kavle göre, bu üç şart olmasa da, hastanın abdestini bozmaz. Çıkmadığı zemân abdest alması müstehab olur. Hastaların, ihtiyârların, abdest almakda harac ve meşakkat olduğu zemân, bu kavli taklîd etmeleri sahîh olur. Bevlin kesildiği zemânı belli ise, bu zemânda abdest alması iyi olur. İstibrâ zemânı uzun süren veyâ sonraları damlayan ve bir nemâz vakti devâmlı akmadığı için özrlü olamıyan hanefî ve şâfi’îler, mâlikî mezhebini taklîd eder. İbni Âbidîn, Talâk-ı ric’îde buyuruyor ki, (Âlimlerimiz, zarûret olunca, mâlikîye göre fetvâ verdi. Bir mes’ele hanefîde bildirilmemiş ise, mâlikî taklîd olunur.) Kulaklar üstündeki cild, baş demekdir. Mesh edilmesi farzdır. Bu cildin, yüz sayılarak gasl edilmesi, hanefî kitâblarında yazılı değildir. Lezzet kasd ederek, nikâhlamak câiz olan kadının cildine, saçına dokunmak bozar. Guslde ağzı ve burnu yıkamak farz değil, sünnetdir. Her nemâz vakti için ayrı teyemmüm yapılır. Kelb [köpek] ve hınzır [domuz] necs değildir. Fekat, yinilmeleri harâmdır. Balığın dahî kanı necsdir. Necâsetden tahâret bir kavle göre farz, diğer kavle göre sünnetdir. Bâsûr, idrâr, gâita damlaları bedene, çamaşıra bulaşırsa afv olur. İnsanın ve hayvanın kanının, yara, çiban suyunun avuç içi kadarı afv olur. Nemâzda her rek’atde Fâtiha okumak ve rükü’da, secdelerde tumânînet [sâkin durmak] farzdır. İmâmın gizli okuduğu rek’atlerde cemâ’atin Fâtiha okumaları müstehab, âşikâre okuduğu zemân cemâ’atin de okuması mekrûhdur. Kıyâmda, sağ el sol elin üstünde olarak, göğüs ile göbek arasına koymak veyâ iki eli iki yana salıvermek müstehabdır.