Böyle büyük bir zâtın, imâm-ı Ömere ve büyük bir sahâbî ordusuna (Cehennemin köpekleri) demesi ve bu çok çirkin iftirâyı, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” üstüne yüklemesi, hiçbir müslimânın inanacağı birşey değildir. Çünki, Eshâb-ı kirâmdan herhangi birini kötülemek, çeşidli hadîs-i şerîflerde yasak edilmişdir. Selmân-ı Fârisînin, bu hadîsleri hiçe sayması ve bir de hadîs uydurması, ancak bir yehûdînin yazdığı (Hüsniyye) kitâbının küstahça ve alçakca iftirâsıdır. Evet, Buhârî ve Müslimde bulunduğu, Menâvîde bildirilen hadîs-i şerîfde (Bid’at sâhibleri, Cehennem köpekleridir) buyuruldu. Demek ki, Ehl-i sünnetin doğru yolundan ayrılanların, Eshâb-ı kirâma dil uzatanların, Cehennem köpekleri oldukları bildirilmişdir. Hüsniyye kitâbı, bunu tersine çevirmekdedir.
16 — Acem yehûdîsi Mürtedânın, Hüsniyye adındaki kitâbında, (Ümmetin havâssı, avâmı, İslâmın şehrlerine mektûblar göndererek, Osmânın katli için ittifak etdiler ve hattâ, Mısrdan otuz bine yakın müslimânlar, Osmânın zulmünden şikâyet etmek üzere Medîneye geldi. Bunlar da, icmâ-ı ümmete dâhil olup, Medîne mahallelerinde, çirkin bir şeklde, Osmânı katl edip, bir nice gün ayağında bağlı ipler ile sürüyerek gezdirdiler. Müslimânlar gürûh gürûh gelip, sen bu zülmü, İslâma ne vechle câiz gördün diyerek cenâzesine dahî tekme ile vurdular) yazıyor.
Hâlbuki, bütün İslâm târîhleri, sözbirliği ile vak’ayı olduğu gibi bildirmekdedir. Meselâ, Taberî büyük târîhi tercemesinde, üçüncü cild, yüzyetmişbirinci sahîfede diyor ki:
Hazret-i Osmân “radıyallahü anh” halîfe iken, Yemende, Abdüllah bin Sebe’ isminde bir yehûdî, eski kitâbları çok okumuşdu. Medîneye gelip, halîfenin yanında müslimân görünerek, halîfenin gözüne girmek istedi. Fekat, halîfe, buna hiç yüz vermedi. Bu, her yerde hazret-i Osmânı kötüledi. Halîfeye, bu yehûdî, her zemân seni kötülüyor dediler. Halîfe, bunu Medîneden çıkardı. Bu da, Mısra gidip, halîfeye karşı propagandaya başladı. Çok bilgili olduğundan, câhilleri etrâfına topladı. Ençok söylediği şey, (Her Peygamberin bir vezîri var idi. Bizim Peygamberimizin vezîri de Alîdir. Hilâfet, onun hakkı idi. Osmân, onun hakkını elinden aldı.) Fellâhları kandırıp, Osmân “radıyallahü anh” kâfirdir dediler. Mısr vâlîsi Abdüllah bin Sa’d tarafından, halîfeye şikâyetler yazdılar. Mısrdan dört bin kişi Medîneye geldi. Halîfenin beğenmedikleri hareketlerini, kendisine bildirdiler. Halîfe her süâle, cevâb verip, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ile, haklı olduğunu isbât etdi. Asker de, geri Mısra döndü. Bir sene sonra, Mısrdan dört bin ve Irakdan da, dörtbin kişi geldi. Medîne ehâlisi silâhlanıp, niçin geldiniz? dediklerinde, hacca gidiyoruz dediler.