Müfessirler ve fıkh âlimleri, bu âyetin, müt’a nikâhı için olduğunu bildirmişdir. Bu âyeti nesh eden, başka bir âyet ve hadîs yokdur. Bunu, Ömer halîfe iken, hiçbir âyet ve hadîs söylemeden fitneye yol açar korkusu ile, kendiliğinden yasak etdi. Ömer bin Hasîn diyor ki, (Müt’a nikâhı yapardık. Âyet ve hadîs ile hiç yasak edilmedi). Abdüllah ibni Ömer diyor ki, (Resûlullahın sünneti, babamın sözü ile değişdirilemez). Herşey aslında mubâhdır. Yasak olmaları için âyet ve hadîs lâzımdır) diyor.
Bütün tefsîrler ve fıkh kitâbları diyor ki, Nisâ sûresi, yirmidördüncü âyetinin (İstimtâ’ etdiğiniz kadınların ücretini veriniz) meâl-i âlîsi, müt’a nikâhı için değildir. Nikâhdaki mehr parasını vermek içindir. Meselâ (Beydâvî tefsîri) ve bunun hâşiyesi (Şeyhzâde tefsîri) ikinci cild, yirmialtıncı sahîfede, yukarıdaki âyetin tefsîrinde buyuruyor ki, (Bu âyet-i kerîme, sahîh olan nikâhı bildirmekdedir. Müt’a nikâhının mubâh olmasını göstermiyor. Mehr parasını emr ediyor. Müt’a nikâhı, önce mubâh olmuşdu. Sonra yasak edildi. İslâmiyyetde belli bir zemân için nikâh yapmak yokdur).
Büyük âlim Burhâneddîn-i Mergınânînin “rahime-hullahü teâlâ” (Hidâye) kitâbının şerhi olan (İnâye)kitâbı ikiyüzotuzbirinci sahîfesinde, mevlânâ Ekmelüddîn [Muhammed bin Mahmûd Bâbertî] buyuruyor ki:
Müt’a nikâhı bâtıldır. Evet Abdüllah ibni Abbâsın bildirdiği gibi, müt’a nikâhı mubâh idi. Fekat, hadîs-i şerîf ile, bunun yasak edildiğini, Eshâb-ı kirâm söz birliği ile bildirmekdedir. Değişdiren hadîs-i şerîfleri de haber vermişlerdir. Meselâ, Muhammed ibni Hanefiyye dedi ki, (Babam imâm-ı Alî “radıyallahü anhümâ” buyurdu ki [hicretin yedinci yılı] Hayber kal’ası alındığı gün, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” müt’a nikâhını men’etdi.) İmâm-ı Alî böyle buyurunca, Ehl-i beytin gözbebeği olan İmâm-ı Ca’fer Sâdık, müt’a nikâhını hiç emr eder mi? Elbette etmez. Zâten (Hüsniyye) kitâbını yazan Murtezâ adındaki yehûdî dönmesi, yalanlarına, iftirâlarına herkesi inandırmak için, âyet-i kerîmelere yanlış ma’nâ vermekden, hadîs-i şerîfleri inkâr etmekden çekinmediği gibi, Ehl-i beytin yolu böyledir demeği de âdet edinmişdir. Hadîs diye uydurduğu sözlere, Ehl-i beyt böyle emr ederdi demekdedir. Böylece, câhilleri kandırmakda ise de, dînini bilen, bu yalanlara aldanmaz. Âlimlerimiz, bu yalanlara, âyetle, hadîs ile cevâb vererek, Ehl-i beytin yolunda gidenlerin, Ehl-i beyti hakîkî sevenlerin, Ehli sünnet olduğunu isbât etmişlerdir.
Rebi’ bin Meysere “radıyallahü anh” buyuruyor ki, Hayberi feth etdiğimiz gün, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, müt’a nikâhını, üç gün halâl etdi.