4) Ebî Mahnef, ibn-i Ziyâd askerinin seksen bin suvârî olduğunu bildirdi. Bunların hepsi Kûfeli idi dedi.(Nâsih-ut-tevârîh, c. 6., s. 173).
5) O zemân Kûfeden başka yerlerde bulunan şî’îlerden hiçbiri imâma yardıma gelmedi. Hâlbuki imâm-ı Hüseyn, Kûfelilerin mektûblarına cevâb yazarken, Basralılara da mektûb gönderip, kendisine yardım etmelerini istemişdi. Basra şî’îleri de, yardım edeceklerini yazmışlardı. (Cilâ-ül’uyûn).
İmâm-ı Hüseyni Kerbelâda şehîd edenler, dahâ önce, imâm-ı Alîye ve imâm-ı Hasene de hıyânet ve zulm etmişlerdi. Oniki bin kişi, birleşerek, imâm-ı Hüseyne mektûb yazdılar. Kendisini Kûfeye da’vet etdiler. Yardım edeceklerine söz verdiler. Fekat, imâm-ı Hüseynin gönderdiği, amcası oğlu Müslim bin Ukayli şehîd etdiler. Sonra, imâm-ı Hüseyn gelince, Yezîdin askeri şekline girerek, onu da Kerbelâda şehîd etdiler. Müseyyib bin Nuhbe ismindeki şî’înin Ömer bin Sa’d ibni Ebî Vakkâs ile birlikde Kerbelâya gitdiğini (Mecâlis-ül-mü’minîn) şî’î kitâbı yazmakdadır.
6) Şîs bin Rebî’î, Ömer bin Sa’dın emri ile, dört bin şî’îye kumanda ederek imâma karşı saldırdı. (Cilâ-ül’uyûn).
7) İmâmın mubârek başını kesmek için, atından ilk inen habîs, Şîs bin Rebî’î idi. (Hulâsat-ül-mesâib, s. 37).
8) İmâm-ı Hüseyn, kendisine saldıranlar arasında Mücâr bin Haceri ve Yezîd bin Hârisi görünce, (bana yazdığınız da’vet mektûblarını unutdunuz mu?) dedi. (s. 138).
9) İmâmın askerinin sol kol kumandanı olan Habîb bin Müzâhir, imâm şehîd olunca güldü ve (Aşûre günü, sevinç ve bayram zemânıdır) dedi.
10) Şî’î âlimlerinin meşhûrlarından kâdî Nûrullah Şüsterî de, imâm-ı Hüseyni şehîd edenlerin şî’î olduklarını bildirdi.
Tenbîh: Ehl-i sünnet âlimleri, mezhebsizlerin dalâletde olduklarını ve islâmiyyeti içerden yıkmağa çalışdıklarını bildirmek için, çok kitâb yazdılar. Bu kıymetli kitâblardan otuzikisinin ismi ve yazarlarının ismleri ikiyüzaltmışüçüncü sahîfedeki 80. ci mektûbun sonunda bildirilmişdir.