Muhammed Ma’sûm “rahmetullahi aleyh”, bu düâdan sonra 67 kerre de yalnız (Estagfirullah) okuduğunu, ikinci cildin 80. ci mektûbunda yazmakdadır. En sonra, (Sübhâne Rabbike…)âyeti okunur.
(Dürr-ül-muhtâr)da (Tehıyyetülmescid nemâzı)nı anlatdıkdan sonra diyor ki, (Sünnet ile farz arasında konuşmak, sünneti iskât etmez ise de, sevâbını azaltır. Bir şey okumak da böyledir. Ba’zı âlimler, sünnet kabûl olmaz. Evvelki sünneti tekrâr kılmak lâzım olur dedi.) Oturarak kılan imâma uymak câiz olduğunu anlatdıkdan sonra diyor ki, (İmâmın sesi yetişmediği zemân, müezzinlerin yüksek sesle, cemâ’ate bildirmesi câiz ise de, çok bağırmaları nemâzlarını bozar. Çünki, bağırarak okumak, dünyâ sözü konuşmak gibidir. İmâmın nemâzda, ihtiyâcdan fazla yüksek sesle okuması, nemâzı bozmaz ise de, harâmdır). Görülüyor ki, müezzinlerin bağırarak, nemâz kılanları şaşırtmaları harâmdır. (Medâric-ün-nübüvve)de diyor ki, (Selâm verince, istigfâr nasıl okunacağı Evzâîden soruldu. Üç kerre (Estagfirullah) denir buyurdu). [Bunları yüksek sesle okumak bid’at olduğu, Mısrda (Kibâr-ı ulemâ hey’eti) a’zâsından Şeyh Alî Mahfûzun 1375 [m. 1956] baskılı (El-ibdâ’) kitâbında, 59. cu sahîfede yazılıdır.] Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yatarken de, Âyet-el-kürsî okuyun) buyurdu. Nemâzlardan sonra düâ ediniz de buyurdu.
Nemâzdan sonra düâ: Düâda, erkekler kolları göğüs hizâsına kaldırır. Dirsekler fazla bükülmez. Düâdan sonra, sübhâne rabbike… âyet-i kerîmesini okuyup, elleri yüze sürerler. Hastalık veyâ soğuk gibi sebeble ellerini kaldıramıyan kimse, şehâdet parmağı ile işâret eder. Parmaklar kıbleye karşı çevrilir. Kollar, sağa sola doğru açılmaz, birbirine yakın, ileri doğru tutulur.
[Farz nemâzlardan sonra, imâmın ve cemâ’atin, her biri temâm olarak, üç istigfâr ve Âyet-el-kürsî ve 99 tesbîh ve düâdan sonra, her birinde Besmele çekerek, onbir İhlâs ve iki Kul-e’ûzü okumaları ve 67 Estagfirullah demeleri müstehabdır. Onbir İhlâs okumağı emr eden hadîs-i şerîf, (Berîka) birinci cild, son sahîfesindedir. Sabâh nemâzı sonunda, on kerre (Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ-şerîke-leh lehülmülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr) okuyana çok sevâb verileceği, hadîs-i şerîfde bildirildi (İmdâd). Cenâze olduğu zemân, bunları terk etmemelidir. Çeşidli sebeblerle, cenâze, sâatlerce bekletilip de, bunları okumak için bir iki dakîka bekletilemez mi? Cemâ’atin bunları okumalarına mâni’ olanlar, Bekara sûresinin yüzondördüncü âyet-i kerîmesinde zâlim oldukları ve Cehennemde şiddetli azâb görecekleri bildirilenlerin arasında bulunmakdan, çok korkmalıdırlar. Cemâ’atin bunları okumalarına mâni’ olmıyan dindâr imâmlara ve müezzinlere müjdeler olsun! Bunlar, her nemâzda yüz şehîd sevâbı kazanıyorlar. Çünki, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Unutulmuş bir sünnetimi meydâna çıkarana yüz şehîd sevâbı vardır). Müezzin efendiler, bid’atden kurtulmak için ezânı, yüksek sesle minârede, ikâmeti câmi’de okumalı, nemâz tekbîrlerini, ancak lüzûm olunca, yüksek sesle okumalı, hiç ho-parlör kullanmamalıdır. Âyet-el-kürsîyi, tesbîhleri ve kelime-i tehlîli, sessiz olarak, hanefîde son sünnetden sonra, şâfi’îde ve mâlikîde hemen farzdan sonra okumalıdır. Düâ ederken, Resûlullaha salât ve selâm okumanın müstehab olduğu, (İmdâd)ın Tahtâvî şerhinde Vitr nemâzında yazılıdır.
Nemâzdan sonra secde etmek harâm olduğu (Dürr-ül-muhtâr)da tilâvet secdesinde yazılıdır. Nemâzlardan sonra imâm ile, eli göğse koyarak, selâmlaşmak bid’atdir. Müslimânlıkda el ile ve vücûd hareketi ile selâmlaşmak yokdur. İbni Nüceym Zeynel’âbidîn Mısrî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, böyle selâmların günâh olduğunu bildiriyor. Üçüncü kısmda elliyedinci madde sonunu okuyunuz!].
(Şir’at-ül-islâm) şerhınde diyor ki, (Hadîs-i şerîfde, (Gece seher vaktinde ve nemâzlardan sonra yapılan düâ kabûl olunur) buyuruldu. Düâya hamd ve senâ ve salevât ile başlamak ve sonunda iki avucu yüze sürmek sünnetdir). (Fetâvâ-yi Hindiyye)de, beşinci cüz’de diyor ki, (Düâ ederken, avuçlar semâya karşı açık, iki el aralık ve göğüs hizâsında olmalıdır).