[Ebüdderdâ “radıyallahü teâlâ anh” Eshâb-ı kirâmdandır. Hazrec kabîlesindendir. Şâmda ilk vâlî idi. (33) de vefât etdi.] Alkama bin Kays “rahime-hullahü teâlâ” nefsi ile çok mücâhede ederdi. Nefsine neden bu kadar azâb ediyorsun? dediklerinde, onu çok sevdiğim için, onu Cehennemden korumak için derdi. Sana bu kadar sıkıntı emr olunmadı dediklerinde, yarın başımı dövüp, niçin yapmadım dememek için, cevâbını verirdi. [Alkama, Tâbi’înin büyüklerindendir. İbni Mes’ûdün “radıyallahü teâlâ anh” talebesidir. Altmışbirde vefât etdi.]
6 -Altıncı iş, nefsi tekdîr etmek, azarlamakdır.
Nefs yaratılışda iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur ve hep tenbellik etmek ve şehvetlerine kavuşmak ister. Allahü teâlâ, bizlere, nefslerimizi, bu huyundan vaz geçirmeği, yanlış yoldan, doğru yola çevirmeği emr buyuruyor. Bu vazîfemizi başarabilmek için, onu ba’zan okşamamız, ba’zan zorlamamız ve ba’zan söz ile, ba’zan da iş ile, idâre etmemiz lâzımdır. Çünki, nefs, öyle yaratılmışdır ki, kendine iyi gelen şeylere koşar ve buna kavuşmakda iken rastlıyacağı güçlüklere sabr eder. Nefsin, se’âdete kavuşmasına mâni’ olan en büyük perde, gafleti ve cehâletidir. Gafletden uyandırılır, se’âdetinin nelerde olduğu gösterilirse, kabûl eder. Bunun içindir ki, Allahü teâlâ, Zâriyât sûresinde, meâlen, (Onlara nasîhat et! Nasîhat, mü’minlere elbette fâide verir) buyurdu. Senin nefsin de, herkesin nefsi gibidir. Nasîhat ona te’sîr eder. O hâlde önce kendi nefsine nasîhat et ve onu azarla! Hattâ, onu azarlamakdan hiç geri kalma! Ona de ki: Ey nefsim! Akllı olduğunu iddi’â ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kızıyorsun. Hâlbuki, senden dahâ ahmak kim var ki, ömrünü boş şeylerle, gülüp eğlenmekle geçiriyorsun. Senin hâlin, şu kâtile benzer ki, polislerin, kendisini aradıklarını ve yakalayınca, i’dâm edeceklerini bildiği hâlde, zemânını eğlence ile geçiriyor. Bundan dahâ ahmak kimse olur mu? Ey nefsim! Ecel sana yaklaşmakda, Cennet ve Cehennemden biri, seni beklemekdedir. Ecelinin, bugün gelmiyeceği ne ma’lûm? Bugün gelmezse, bir gün elbette gelecek. Başına gelecek şeyi, geldi bil! Çünki, ölüm kimseye vakt ta’yîn etmemiş ve gece veyâ gündüz, çabuk veyâ geç, yazın veyâ kışın gelirim dememişdir. Herkese ânsızın gelir ve hiç ummadığı zemânda gelir. İşte ona hâzırlanmadın ise, bundan dahâ büyük ahmaklık olur mu? O hâlde, yazıklar olsun sana ey nefsim!
Günâhlara dalmışsın. Allahü teâlâ, bu hâlini görmüyor sanıyorsan, kâfirsin! Eğer gördüğüne inanıyorsan, çok cüretkâr ve hayâsızsın ki, Onun görmesine ehemmiyyet vermiyorsun! O hâlde, yazıklar olsun sana ey nefsim!