Bir yana çekilip oturdu. Bir kimse gelip, Hucre-i se’âdete selâm verdikden sonra, Abdüsselâmın elinden tutup, çadırına götürdü. Yemek ikrâm eyledi. Biraz yidi. Medînede bulunduğu zemân, bu adam onu çadırına götürür doyururdu.
İmâm-ı Semhûdî “rahime-hullahü teâlâ” kapısının anahtarını düşürdü. Bulamadı. Hucre-i se’âdet önüne gelip, yâ Resûlallah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem!” Anahtarımı düşürdüm. Evime gidemiyorum dedi. Bir çocuk elinde anahtarı getirdi. Bunu buldum. Acabâ sizin mi dediğini, (Medîne târîhi) adındaki kendi kitâbında yazmakdadır. [Nûreddîn Alî bin Ahmed Semhûdî, 911 [m. 1505] de vefât etdi. (El-vefâ) ve (Hülâsat-ül-vefâ) kitâblarında Medîne-i münevvereyi anlatmakdadır.]
Şeyh Sâlih Abdülkâdir “rahime-hullahü teâlâ” buyuruyor ki, Medîne-i münevverede birkaç gün aç kaldım. Hucre-i se’âdeti ziyâretden sonra, Resûlullahdan ekmek, et, hurma istiyecek kadar ileri gitdim. Sonra, (Ravda-i mutahhera)da iki rek’at nemâz kılıp, bir yanda oturdum. Biraz sonra, kibar bir kimse gelip, evine götürdü. Et kızartması, ekmek ve hurma yidirdi. Dedi ki, (Öğle vakti (Kaylûle) sünnetini yapmak için uyumuşdum. Rü’yâda, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz göründü. Bu yemekleri size vermemi söyledi.)
Seyyid Ahmed Medenî, (Delâil-ül-hayrât) kitâbının sâhibi olan Süleymân Cezûlînin “rahime-hullahü teâlâ”[1] soyundandır. (Mir’ât-ı Medîne) kitâbının yazıldığı 1301 [m. 1883] senesinde sağ idi. Babası fakîr imiş. Çocuk, elma, armut, hurma gibi şeyler isteyince, satın alamazmış. Oyalamak için, git Resûlullahdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” iste dermiş. Hucre-i se’âdet kapısına gidip, dilediğini istermiş. Şebeke-i se’âdetin iç tarafından bunlar uzatılır, alır yirmiş.
Kilisli Mustafâ Işkî efendi “rahime-hullahü teâlâ” (Mevârid-i Mecîdiyye) târîh kitâbında diyor ki, Mekkede yirmi sene kaldım. 1247 [m. 1831] senesinde altmış altın birikdirip, çoluk çocuk ile Medîneye geldik. Paralar yolda bitdi. Bir tanıdığıma müsâfir olup, Hucre-i se’âdete geldim. Resûlullahdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” yardım istedim. Üç gün sonra, bulunduğum eve bir beğ gelerek, benim için bir ev kirâladığını söyledi. Eşyâlarımı oraya taşıtdı. Bir senelik kirâ bedelini ödedi. Birkaç ay sonra, bir ay hasta yatdım. Evde yiyecek ve satacak birşey kalmadı.
—
[1] Süleymân Cezûlî Muhammed şâzilî mâlikî 870 [m. 1465] de şehîd oldu.