384

Mûsâ aleyhisselâm, ayakda nemâz kılıyordu, za’îf idi. Saçları dağınık ve sarkık değildi. Şen’e kabîlesinden bir yiğit gibi idi. Îsâ aleyhisselâm, Urve bin Mes’ûd Sekafîye benziyordu) buyuruldu. Şen’e, Yemende bulunan bir kabîlenin ismidir. Bu hadîs-i şerîfler, Peygamberlerin, Rableri yanında diri olduklarını gösteriyor. Onların cesedleri [bedenleri], rûhları gibi latîf olmuşdur. Kesîf, katı değildir. Madde ve rûh âleminde görünebilirler. Bunun için Peygamberler, rûhları ve bedenleri ile görünebilirler. Hadîs-i şerîfde, Mûsâ ve Îsâ aleyhimesselâmın, nemâz kıldıkları bildiriliyor. Nemâz kılmak, çeşidli hareketler yapmakdır. Bu hareketler, beden ile olur. Rûh ile olmaz. Mûsâ aleyhisselâmı, orta boylu, eti az, za’îf, saçları toplu gördüm buyurması, rûhunu değil, bedenini gördüğünü gösteriyor. Peygamberler, başka insanlar gibi ölmez. Geçici olan dünyâdan, sonsuz kalıcı olan âhırete göç ederler. İmâm-ı Beyhekî (İ’tikâd) kitâbında buyuruyor ki, Peygamberler, mezâra kondukdan sonra rûhları bedenlerine geri verilir. Biz onları göremeyiz. Melekler gibi, görünmez olurlar. Yalnız, Allahü teâlânın kerâmet olarak ihsân etdiği seçilmiş kimseler görebilir. İmâm-ı Süyûtî de böyle bildirmişdir. İmâm-ı Nevevî ve Sübkî ve İmâm-ı Kurtubî üstâdından böyle haber vermişlerdir. [İmâm-ı Beyhekî 458 [m. 1066] de Nişâpûrda, imâmEbül-Hasen Alî Sübkî 756 [m. 1355[ da Mısrda, Muhammed Kurtubî 671 [m. 1272] de vefât etmişlerdir.] Hanbelî âlimlerinden ibni Kayyım-ı Cevziyye (Kitâb-ür-Rûh)da, onun bu haberini yazmakdadır. Şâfi’î âlimlerinden ibni Hacer-i Hiytemî ve Şemsüddîn-i Remlî ve kâdî Zekeriyyâ ve hanefî âlimlerinden Ekmelüddîn ve Şernblâlî ve mâlikî âlimlerinden ibni Ebî Cemre ve talebesi İbnülhâc (Medhal) kitâbında ve İbrâhîm Lakânî (Cevheretüt-tevhîd) kitâbında ve dahâ birçok âlimler, böyle olduğunu bildirmişlerdir. [İbni Kayyım-ı Cevziyye 751 [m. 1350] de, İbni Teymiyye 728 [m. 1328] de, Şemsüddîn Muhammed Remlî 1004 [m. 1596] de, Kâdî Muhammed Zekeriyyâ 926 [m. 1520] da Mısrda vefât etmişlerdir.] Hicretin altmışbirinci senesinde (Harre) olayında Yezîdin adamları Medîne-i münevverede işkence yapdıkları gün, Saîd bin Müseyyib diyor ki, Mescid-i nebîde ezân okunamaz, nemâz kılınamaz olunca, (Hucre-i nebeviyye)den ezân ve ikâmet sesi işitildi. Bunu, ibni Teymiyye de, (İktizâ-üs-Sırât-il-müstakîm) kitâbında yazmakdadır. Çok kimse, selâmlara, Kabr-i se’âdetden cevâb verildiğini, çok zemân işitmişlerdir. Başka kabrlerden de, selâmlara cevâb verildiği, çok işitilmişdir. Bunu ileride, bildireceğiz. Peygamberlerin mezârlarında diri oldukları sözbirliği ile bildirilmiş olduğu anlaşıldı. Sahîh hadîsde, (Bana selâm verilince, Allahü teâlâ, rûhumu geri gönderip, ona cevâb veririm) buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.