1249

1- Şehrde, kasabada oturmakdır. Müsâfirlere ve köylülere farz değildir. Şehrde bulunup ezânı işiten köylüye farz olur. Evi, şehrin kenârından bir fersah, ya’nî bir sâat [altı kilometre] uzakda olanlara farz olur. 2- Sağlam olmakdır. Hastaya ve hastayı bırakamıyan hastabakıcıya ve çok ihtiyâra farz değildir. 3- Hür olmakdır. İşçilere, me’mûrlara, askerlere Cum’a nemâzı farzdır. Patronlar, müdîrler bunları nemâzdan men’ edemez. Yol uzak olup, birkaç sâat işden kalırsa, ücretlerinden kesebilirler. 4- Erkek olmakdır. Cum’a nemâzı kadınlara farz değildir. 5- Âkıl ve bâlig olmakdır. 6- Kör olmamakdır. Yolda götüren olsa bile, a’mâ olana farz değildir. Yardımcısız câmi’e gidebilen a’mâya, hastaya ve şaşıya farzdır. 7- Yürüyebilmekdir. Nakl vâsıtası olsa bile felcliye, ayaksıza farz değildir. 8- Mahbûs olmamak ve düşman korkusu, hükûmetden, zâlimden korkusu olmamakdır. 9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur olmamakdır. Çok soğuk olmamakdır.

Bu özrlerden biri bulunan erkek, isterse Cum’a nemâzı kılabilir. Cum’a nemâzının kadınlara farz olmadığını bildiren hadîs-i şerîfler, (Tefsîr-i Mazherî)de ve (Mişkât-ül-mesâbîh)de yazılıdır.

Müsâfir ve hasta Cum’a nemâzı kıldırabilir. Özrsüz Cum’a kılmıyanın, Cum’a kılınmadan önce, şehrde öğle kılması harâmdır. Sonra ise, kılması farzdır. Özr ile Cum’a kılmıyanların, öğle nemâzını şehrde cemâ’at ile kılmaları mekrûhdur.

İmâm otururken veyâ secde-i sehv yaparken yetişen, imâma uyar. İmâm selâm verince, kalkarak iki rek’at Cum’a nemâzını temâmlar. Bayram nemâzına geç yetişen de böyle yapar.

İmâm minbere çıkınca, cemâ’atin nemâz kılması ve konuşması harâm olur. Hatîb efendi düâ ederken, cemâ’at sesle âmîn demez. İçinden sessiz denir. Salevâti de ses ile değil, kalb ile söylerler. Kısacası, nemâz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Uzakda olup, hutbeyi işitmiyenlere de harâmdır. Akreb, hırsız, kuyu gibi zararlı şeyleri, zararları dokunacak olana, bunu söyleyip kurtarmak câizdir. El ile, baş ile işâret ederek bildirmek iyi olur. Müezzinlerin hutbe arasında bağırarak, birşey okuması mekrûhdur.

Cum’a nemâzı için, birinci ezânı işiten her müslimânın işini, alış-verişini bırakıp nemâza gitmesi farzdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânında birinci ezân yokdu. Yalnız minberin önünde okunurdu. Osmân “radıyallahü anh” halîfe iken, birinci ezânı da emr etdi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” minberi, mihrâbın sol tarafında idi ve üç basamak idi. [Mihrâb önünde kıbleye karşı duran kimsenin sağ tarafında minber ve sol tarafında (Hucre-i se’âdet) bulunur.] Hutbenin ikinci kısmını, aşağı basamağa inip okuyup, sonra tekrâr yukarı basamağa çıkmak, çirkin bir bid’atdir.

Hutbe ile nemâz arasında hatîb efendinin dünyâ işlerinden söylemesi tahrîmen mekrûhdur. Farzları yapmağı, harâmlardan kaçınmağı söyliyebilir. Hutbeden olmıyan şeyleri söyleyerek, nemâzı gecikdirirse, hutbesi kabûl olmaz. Hutbeyi tekrâr okuması lâzım olur. Çocuğun hutbe okuması câiz olup, nemâzı imâm kıldırır. Cum’a günü, öğleden evvel sefere çıkmak câizdir. Öğleden sonra Cum’a kılmadan çıkmak mekrûhdur.

Mekke-i mükerreme ve Bursa gibi, harb ile alınan şehrlerde, minbere çıkarken sol eline kılınc alır. Kılınca dayanarak okur.

Yemek yirken, ezân okunursa, nemâz vakti kaçacaksa, yemeği bırakır. Cemâ’ati kaçıracaksa, yemeği bırakmaz. Yalnız kılar. Cum’a nemâzı cemâ’atini kaçırmaz.

Köylü Cum’a nemâzı için ve alış-veriş için şehre gelirse, nemâz niyyeti fazla ise, Cum’a nemâzına gitmek sevâbına kavuşur. Nemâz sevâbı başkadır. Bu sevâba herhâlde kavuşur. Dünyâ işi de düşünerek yapılan her ibâdet böyledir. [Hac bahsi başına bakınız!]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.