ve (Nemâzınızı na’lın ile kılın. Yehûdîlere benzemeyin!) hadîs-i şerîfleri, sakal kazımanın ve çıplak ayak ile nemâz kılmanın, mekrûh olduğunu göstermekdedir. 239.cu sahîfede nemâzın mekrûhlarının 25. cisine bakınız!
Yalnız Cum’a günleri oruc tutmak ve yalnız Cum’a geceleri teheccüd kılmak mekrûhdur. Güneş tepede iken, [ya’nî öğle nemâzının vaktinden temkin zemânı kadar evvel olan zemân içinde], her nemâzı kılmak harâmdır. Bu zemânda, her nemâzı kılmanın, Cum’a günleri de harâm olduğu sözü dahâ kuvvetlidir.
Cum’a günü, rûhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar. Kabrler ziyâret edilir. Bugün kabr azâbları durdurulur. Ba’zı âlimlere göre, mü’minin azâbı artık başlamaz. Kâfirin Cum’a ve Ramezânda yapılmamak üzere, kıyâmete kadar sürer. Bugün ve gecesinde ölen mü’minler kabr azâbı hiç görmez. Cehennem, Cum’a günü çok sıcak olmaz. Âdem “aleyhisselâm” Cum’a günü yaratıldı. Cum’a günü, Cennetden çıkarıldı. Cennetdekiler, Allahü teâlâyı Cum’a günleri göreceklerdir.
Aşağıdaki yazı (Riyâd-ün-nâsıhîn)den terceme edildi:
Allahü teâlâ, Cum’a gününü müslimânlara mahsûs kılmışdır. Cum’a sûresi sonundaki âyet-i kerîmede meâlen; (Ey îmân etmekle şereflenen kullarım! Cum’a günü, öğle ezânı okunduğu zemân, hutbe dinlemek ve Cum’a nemâzı kılmak için câmi’e koşunuz. Alış-verişi bırakınız! Cum’a nemâzı ve hutbe, size, başka işlerinizden dahâ fâidelidir. Cum’a nemâzını kıldıkdan sonra, câmi’den çıkar, dünyâ işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızk bekliyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Nemâzdan sonra, istiyen işine gider çalışır. İstiyen câmi’de kalıp, nemâz, Kur’ân-ı kerîm, düâ ile meşgûl olur. Nemâz vakti alış-veriş sahîhdir. Fekat, günâhdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir müslimân, Cum’a günü gusl abdesti alıp, Cum’a nemâzına giderse, bir haftalık günâhları afv olur ve her adımı için sevâb verilir). Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Günlerin en kıymetlisi Cum’adır. Cum’a günü, bayram günlerinden ve aşûre gününden dahâ kıymetlidir. Cum’a, dünyâda ve Cennetde mü’minlerin bayramıdır). Bir hadîs-i şerîfde, (Cum’a nemâzı kılmıyanların kalblerini, Allahü teâlâ mühürler. Gâfil olurlar) buyurdu. Bir hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, mâni’ yok iken, üç Cum’a nemâzı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler. Ya’nî, iyilik yapmaz olur) buyurdu. Özrü yok iken, birbiri arkasında üç Cum’a nemâzına gitmiyen kimse münâfık olur. Ebû Alî Dekkak ölürken üç şey nasîhat eyledi: (Cum’a günü gusl abdesti alınız! Her akşam abdestli olarak yatınız! Her hâlinizde, Allahü teâlâyı hâtırlayınız!) Bir hadîs-i şerîfde, (Cum’a günlerinde bir ân vardır ki, mü’minin o ânda etdiği düâ red olmaz) buyurdu. Ba’zıları, bu ân, ikindi ile akşam ezânları arasındadır, dedi. Fârisî (Tergîb-üs-salât) kitâbındaki hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Cum’a günü sabâh nemâzından önce, üç kerre Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyelkayyûme ve etûbü ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günâhları afv olur). [Kul haklarını ve kazâya kalan farzları ödemek ve harâmlardan vaz geçmek şartdır.] Bir hadîs-i şerîfde, (Cum’a nemâzından sonra, yedi def’a İhlâs ve Mu’avvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazâdan, belâdan ve kötü işlerden korur) buyurdu. Cum’a günü yapılan ibâdetlere en az, iki kat sevâb verilir. Cum’a günü işlenen günâhlar da, iki kat yazılır. Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Cumartesi günleri yehûdîlere, pazar günleri nasârâya verildiği gibi, Cum’a günü, müslimânlara verildi. Bugün, müslimânlara hayr, bereket, iyilik vardır).
Cum’a günleri ve hergün şu (istigfâr düâsı)nı çok okumalıdır: Allahümmagfir lî ve li âbâî ve ümmehâtî ve li ebnâî ve benâtî ve li ihvetî ve ehavâtî ve li-a’mâmî ve ammâtî ve li-ahvâlî ve hâlâtî ve li-zevcetî ve ebeveyhâ ve li-esâtizetî ve lil-mü’minîne vel-mü’minât vel hamdü-lillâhi Rabbil’âlemîn!