Hicretin altıncı senesinde Hudeybiyede iken, Rûmların Îrân üzerine galebe etdiği haberi kendilerine ulaşdı. Fekat Ubeyy bin Halef, Uhud gazâsında Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yerden alarak ona atdığı bir harbe [süngü] ile katl edilmiş olduğundan, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” onun vârislerinden zikr edilen yüz deveyi aldı. [Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” emrine uyarak bu yüz deveyi fakîrlere dağıtdı.]
Hadîs-i şerîfler ile bildirilen, gaybe âid haberler ve mu’cizât-i nebeviyye de, sayılamıyacak kadar çokdur. Bunlara bir kaç misâl verelim:
İslâma da’vetin başlangıcında, müşriklerin eziyyetlerinden [sıkıntılarından] dolayı, Eshâb-ı kirâmın bir kısmı Habeşistâna hicret etmişlerdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Mekke-i mükerremede kalan Eshâb-ı kirâmla berâber, üç sene her dürlü görüşme, alış-veriş yapma, müslimânlardan başka bir kimse ile konuşmama gibi, bütün ictimâî muâmelelerden men’ olundular. Kureyş müşrikleri, bu karar ve ittifâklarını bildiren bir ahdnâme yazarak, Kâ’be-i muazzamaya asmışlardı. Her şeye kâdir olan Allahü teâlâ (arza) denilen bir çeşid kurdu [ağaç kurdu] o vesîkaya musallat etdi. Yazılı bulunan (Bismikellâhümme=Allahü teâlânın ismi ile) ibâresinden başka, ne yazılı ise, hepsini o kurtcuk yidi bitirdi. Allahü teâlâ bu hâli Cibrîl-i emîn vâsıtası ile Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” bildirdi. Peygamberimiz de “sallallahü aleyhi ve sellem” bu hâli, amcası Ebû Tâlibe anlatdı. Ertesi gün, Ebû Tâlib, müşriklerin ileri gelenlerine giderek; (Muhammedin Rabbi ona şöyle haber vermiş. Eğer söylediği doğru ise, bu hâli kaldırıp, eskiden olduğu gibi dolaşmalarına, başkaları ile görüşmelerine mâni’ olmayınız. Eğer söylediği doğru değilse, ben de Onu artık himâye etmiyeceğim) dedi. Kureyşin ileri gelenleri, bu teklîfi kabûl etdiler. Herkes toplanarak Kâ’beye geldiler. Ahdnâmeyi Kâ’beden indirerek açdılar ve Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurduğu gibi (Bismikellâhümme) ibâresinden başka, bütün yazıların yinilmiş olduğunu gördüler.
TENBÎH:
[Hindistândaki büyük islâm âlimi Dost Muhammed Kandihârî “rahmetullahi aleyh”[1] yirmidokuzuncu mektûbunda buyuruyor ki: (Kureyş kâfirleri mektûblarının başına(Bismikellâhümme) yazarlardı. Peygamber efendimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” de islâmiyyetin ilk senelerinde mektûblarının başında, Kureyşin âdetine uyarak(Bismikellahümme) yazdırırdı.
—
[1] Muhammed Kandihârî 1284 [m. 1868] de vefât etdi.