Birkaç kerre aynı şeklde sorunca, hepsine de (Gadab etme!) [sinirlenme!] buyurdu.]
Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” birbirlerini çok sevdiklerini, lutf ve merhametlerini, Kur’ân-ı kerîm beyân buyurmuşdur. Feth sûresinin son âyetinde meâlen: (Muhammed“sallallahü aleyhi ve sellem” Allahü teâlânın Resûlüdür. Onunla berâber bulunanlar[Eshâb-ı kirâm] kâfirlere karşı çok şiddetli, birbirlerine ise çok merhametli [çok şefkatli]dirler) buyurulmuşdur.
Bir hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Yaşlılarımıza hurmet ve küçüklerimize merhamet etmiyen bizden değildir) buyurmuşdur.
5 — Matta İncîlinde, (Ne mutlu temiz kalblilere. Onlar Allahü teâlâyı göreceklerdir) denilmişdir. [Matta bâb beş, âyet sekiz.]
[Kur’ân-ı kerîmde birçok âyet-i kerîmeler ve Peygamberimizin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” pek çok hadîs-i şerîfleri güzel ahlâkı ve temiz kalbli olmağı emr etmekdedir. İslâmiyyetde kalb temizliğine büyük ehemmiyyet verilmişdir.]
Kur’ân-ı kerîmde, Şu’arâ sûresinin seksensekizinci ve doksanıncı âyetlerinde meâlen:(Kıyâmet günü, ne mâl, ne de evlâd, hiç kimseye fâide vermez. Ancak Allahü teâlâya temiz ve selîm bir kalb ile gelenler müstesnâ. [Onlar ni’metlere nâil olurlar]) buyurulmuşdur.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Dikkat ediniz. Haber veriyorum! İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. Bu iyi olursa, bütün uzvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu et parçası kalbdir) buyurdu. [Bu et parçası, kalb denilen, görülemiyen ve his organları ile anlaşılamıyan, gönül denilen bir cevherin yuvasıdır. Bu et parçasının temiz olması demek, gönlün temiz olması demekdir. Bu et parçasına da, mecâzen kalb denilmişdir.]
6 — Matta İncîlinde, (Ne mutlu sulh yapan, insanların arasını düzeltenlere. Onlar Allahın sevgili kulları diye çağırılacakdır) denilmekdedir. [Matta bâb beş, âyet dokuz.]
Kur’ân-ı kerîmde, Hucurât sûresinin onuncu âyetinde meâlen: (Bütün mü’minler ancak kardeşdirler. Aralarında ihtilâf olduğu zemân, kardeşlerinizin arasını düzeltiniz ve Allahü teâlâdan korkunuz ki, merhamet olunasınız) buyurulmuşdur.
Nisâ sûresinin yüzondördüncü âyetinde meâlen: (Onların gizli işlerinde hayr yokdur. Ancak; sadaka vermeyi veyâ bir iyilik yapmayı veyâ insanlar arasında olan adâveti ıslâh etmeyi [düzeltmeyi] emr eden mü’min kimse müstesnâdır. Her kim bu işleri Allahü teâlânın rızâsını arayarak yaparsa, biz âhiretde ona büyük mükâfât vereceğiz)buyurulmuşdur.