369

[Matta bâb altı, âyet yedi ve devâmı.]

[Burada, (gökde olduğu gibi yerde de senin irâden olsun) denilerek, Allahü teâlâya âcizlik isnâd ediliyor. (Biz suçluları bağışladığımız gibi, bizim suçlarımızı da sen bağışla) denilerek, hâşâ Allahü teâlâ minnet altında bırakılmışdır. Biz yapdığımız gibi sen de yapmağa, hâşâ mecbûrsun denilmekdedir. Yine burada sâdece ekmek istenmekdedir. Hâlbuki, Allahü teâlâdan bütün ni’metleri istenmeliydi.]

İncîlde bundan başka bir düâ yokdur. Bunun için hıristiyanlar, hergün bu düâyı okumakla me’mûrdurlar. Müslimânların her günkü düâsı, Fâtiha-i şerîfedir ki, beş vakt nemâzın, her rek’atinde okunur. Böylece, hergün en az, kırk kerre okunur. Fâtiha-i şerîfe sûresinin meâl-i şerîfi şudur:

(Bismillâhirrahmânirrahîm: Rahmân ve rahîm olan Allahü teâlânın ism-i şerîfini okuyarak başlıyorum. Hamd ve senânın en üstünü, bütün âlemleri yaratan, [bir nizâm üzere birbirine bağlayan] Allahü teâlâya mahsûsdur. Allahü teâlâ, dünyâda ve âhıretde kullarına çok merhamet edicidir. Kıyâmet gününün mâliki [ve hâkimi] yalnız Odur. Biz, ancak sana ibâdet ederiz [Senden başka ibâdete lâyık ve müstehak olan hiçbir şey yokdur.]Ve ancak senden yardım isteriz. Bizi [İ’tikâdımızda, fi’llerimizde ve sözlerimizde ve ahlâkımızda ifrât ve tefrît arasında orta yol olan] doğru yolda bulundur. [Dîn-i islâm ve sünnet-i enâm “aleyhissalatü vesselâm” olan sırât-ı müstakîmde bizi sâbit eyle.] Bizi kendilerine [fadl ve ihsânın ile] ni’met verdiğin kimselerin [Peygamberlerin, Velîlerin ve Sıddîklerin] yolunda bulundur. [Hakkı kabûl etmeyip] senin gadabına uğrayanların ve sapıkların yolunda bulundurma! [Yâ Rabbî.Âmîn: Kabûl buyur Allahım!]) Bundan başka, Kur’ân-ı kerîmde yüzlerce düâ vardır ki, her biri ve ma’nâları tefsîr kitâblarında uzun yazılıdır.

18 — Matta İncîlinde, (Düâ etdiğin zemân, iç odana gir ve kapıyı kapayarak gizli olan Babana düâ et! Gizlide gören Baban, sana âşikâre ödeyecekdir. Semâvâtda olan Babanız, kendisinden isteyenlere, pek çok ihsânlar verecekdir) denilmekdedir. [6-6]

Kur’ân-ı kerîmde, Allahü teâlâya düâ edenlere verilecek ecrleri [karşılıkları] ve düâ etmek lâzım olduğunu ve yapılan düâların kabûl edileceğini bildiren pek çok âyet-i kerîmeler vardır. Mü’min sûresinin altmışıncı âyetinde meâlen: (Bana düâ ediniz, size icâbet edeyim [kabûl ederim]) buyurulmuşdur. Bekara sûresinin yüzseksenaltıncı âyetinde meâlen: ([Ey Resûlüm],Kullarım sana benden sorarlarsa, Ben [ilm ve icâbetle] yakınım. Bana düâ etdikleri zemân düâlarına icâbet ederim [kabûl ederim].

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.