Doğruluk ve mukaddesliğin islâmiyyet ve hıristiyanlıkdan hangisinde çok olduğu meydândadır. Kuvvet ve dünyâ malı peşinde koşan kimseleri hangisinin celb etdiği, bildirdiğimiz bu misâllerden açıkca anlaşılır.
Yine bu papaz, (İslâmiyyetin dîni devletden ayırmaması sebebi ile, noksanlığı birkaç şeklde ortaya çıkar. Bu mezkür noksanlıkların her birinde, insanların dîne olan ihtiyâçlarını, hıristiyanlığa göre, dâimâ tenâkuzlar içerisinde bulundurmuşdur. Bundan dolayı, islâmiyyetin yüksek bir din olmadığı anlaşılır. Şimdi din ve politikanın birleşmesinden meydâna gelebilecek ba’zı tehlükeleri anlatmağa başlıyoruz) demekdedir.
CEVÂB: Dahâ önce bildirdiğimiz gibi, bu i’tirâzcı papaz islâmiyyeti dâimâ, Matta ve Yuhannâya nisbet edilen İncîllerden ve Petrus ve Pavlosa isnâd edilen bir takım mektûblardan çıkarılan hıristiyanlık dîni gibi zan etmekdedir. Anlatacağı tehlükeler o kaynakdan çıkmakdadır.
Yine bu papaz, (Hıristiyanlık, islâmiyyetden dahâ çok yayıldığı gibi, onu kabûl etmiyenlere karşı harb etmemiş ve onların nâmûs, kıymet ve haysiyyetlerini kıracak bir muâmelede de bulunmamışdır. Hıristiyanlığa inananları, iyilik ve bereketlere kavuşdura gelmişdir)demekdedir.
CEVÂB: Hıristiyanlar, İspanyanın Gırnata şehrini istîlâ etdikden sonra, engizisyon mahkemelerinin zulmü ile müslimânları ve yehûdîleri cebren, hıristiyan yapmışlardır. Dinlerini değişdirenleri dahî ateşe atarak yakmışlar. [O zevallı insanlar, ateşde cayır cayır yanıp, feryâd-ü fîgânları göklere yükselirken, onları o hâlde gören, hıristiyan vahşî İspanyollar, sevinç çığlıkları atıyor, sevinçlerinden kadınları da dâhil olmak üzere, hepsi dans ediyorlardı.] Bu papaz, yine papazların yazdığı Endülüs ve engizisyon târîhlerinde bildirilen vahşetleri ve zulmlerini okumuş olsaydı, (Hıristiyanlar, hıristiyanlığı kabûl etmiyenlerin nâmûs, kıymet ve haysiyyetlerini kıracak bir muâmelede bulunmamışdır) yalanını yazmağa cüret edemezdi. [Filhakîka, bir bakımdan bu papazın sözü doğrudur. Çünki hıristiyanlar, idâreleri altında hıristiyan olmıyan hiç bir insan bırakmamışlar, bunları akla ve hayâle gelmiyecek barbarlıklarla, işkenceler içerisinde yok etmişlerdir. Hattâ, katolikler protestanları, protestanlar da katolikleri böyle imhâ etmişlerdir. Böylece, hıristiyanların hâkim oldukları yerlerde, başka dîne mensûb bir kimse kalmamışdır. Başka dîne mensûb hiç kimsenin bulunmadığı yerlerde, hıristiyanların, (Hıristiyanlığı kabûl etmiyenlerin nâmûs ve haysiyyetlerini kıracak bir muâmelede bulunmamışlardır) sözü yalan olmakdadır. Çünki, zulm edecekleri bir kimse kalmamışdır.