Hattâ, böyle şübhelerin, o zemânda da vâki’ olduğu, Matta İncîlindeki, (Yehûdîlerin Pilatusa gidip, üç gün kadar mezârın muhâfaza altında bulundurulmasını emr eyle; şâyed, şâkirdler geceleyin gelip, onu çalarlarsa, öldükden sonra tekrar dirildi diye halka söylerler) demelerinden anlaşılmakdadır. Çünki, (İncîl denilen dört kitâb hakkında incelemeler)bahsinde bildirdiğimiz gibi, Matta İncîli, Îsâ aleyhisselâmın göğe yükselmesinden kırk elli sene sonra yazılmışdır. Matta, İncîlini yazdığı sırada, insanların ağızlarında konuşulan bu rivâyeti, İncîline bu şeklde almış, diğer İncîl yazanlar ise, bu rivâyetleri, gaflet ile kitâblarına yazmış olabilirler. Bu husûsda çeşidli delîller vardır.
Birinci delîl: Matta İncîlinin, şübheyi ortadan kaldırmak için, (Yehûdîler, muhafız askerlerle gidip, taşı mühürliyerek, kabri emîn kıldılar) sözünü getirmesindeki ihtiyâtlı hareketi, şübheyi ortadan kaldırmak yerine, dahâ da kuvvetlendirir.
İkinci delîl: Yuhannâ İncîlinin yirminci bâbında yazıldığı üzere, Mecdelli Meryem, Îsâ aleyhisselâmı mezârdan kalkdıkdan sonra görmüş ve bahçıvan zan etmişdir. [Yuhannâ: 20-14, 15] Yine, Yuhannâ İncîlinin ondokuzuncu bâbının sonunda bildirildiğine göre, Arimetalı Yûsüf, Îsânın “aleyhisselâm” cesedini alınca, keten bezlerine sarıp, haça gerildiği yerde bir bağçe bulup, oradaki yeni bir kabre koymuşdur. [Yuhannâ: 19-38, 39, 40, 41] Şimdi, Îsâ aleyhisselâm zan edilen kimse, mezârda bir müddet baygın yatdıkdan sonra, ayılmış ve kendisi veyâ o sırada gelen ba’zı şâkirdler mezârın taşını kaldırıp, kefenini çıkarıp bir bahçıvan elbisesi giymiş olabileceği niçin mümkin olmasın?
Üçüncü delîl: Luka İncîlinin yirmidördüncü bâbında yazıldığına göre, (Îsâ aleyhisselâm mezârdan kalkıp, şâkirdlerine görününce, şaşırıp, korkarak, onu bir rûh, hayâl zan etdiler. Îsâ onlara, neden şaşırıyorsunuz. Niçin yüreğinizden ızdırâb çekersiniz. Ellerime, ayaklarıma bakın. Bizzat benim, kendimim. Bana ellerinizi sürün ve bakın. Çünki bende olduğunu gördüğünüz gibi, bir rûhda et ve kemik yokdur dedi. Bunu söyledikden sonra, onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi. Onlar henüz şaşkınlık içinde iken, burada yiyecek bir şeyiniz var mı? dedi. Ona bir parça kızarmış balık [ile bir mikdâr kömeç bâlı] verdiler. Onu aldı ve önlerinde yidi) denilmekdedir. [Luka: 24-36, … 43]
Bu rivâyete göre, çarmıha gerilen kimse, çarmıh üzerinde ölmeyip, kurtulmuş ve sonra acıkarak, yemek yimişdir. Bu rivâyet, öldükden sonra dirilme mu’cizesinin olmadığını göstermekdedir.
Dördüncü delîl: Îsâ aleyhisselâm, kıyâmından sonra, Kudüsde şâkirdleri ile görüşmeyip, Celîlede konuşdu deniliyor.