369

Nihâyet Onun [Kur’ân-ı kerîmin ve Resûlullahın] söylediği şeyin hak olduğu, kendilerine zâhir olacakdır) buyurulmuşdur.

Bu âyet-i kerîmelerde bildirilen, âfâkdaki âyetlerden, ya’nî yeryüzünde Allahü teâlânın kudretini gösteren alâmetlerden murâd, gökler, yıldızlar, gece, gündüz, güneşin şuâları, karanlık, gölge, anâsır-ı erbe’a [su, ateş, toprak ve hava] gibi, Allahü teâlânın kudretine delâlet eden şeylerdir. Enfüsdeki ya’nî insanın kendindeki âyetlerden [alâmetlerden] murâd, ana rahminde çocuğun a’zalarının teşekkülü, [havadan alınan oksijenin, vücûddaki maddeleri yakdıkdan sonra, karbondioksid gazı olarak dışarı çıkarılması, ağız ile alınan gıda maddeleri ve içeceklerin parçalanıp hazm oldukdan [öğütüldükden] sonra, vücûda fâideli kısmının bağırsaklarda süzülerek kana karışması ve posasının dışarı atılması, kalbin çalışması, böbreklerin kandaki zararlı maddeleri süzmesi…. vs. gibi muazzam hâdiselerin otomatik olarak ve büyük bir intizâm ile yapılması] gibi şeylerdir. Bu âyet-i kerîmelerde, âfâkî ve enfüsî delîllerin bildirilmesinin hikmeti, kulların, zıddı ve misli olmakdan münezzeh, her şeyi bilen, hikmet sâhibi ve her şeye kâdir olan Allahü teâlânın varlığını bilmeleri, [Ona îmân ve ibâdet etmeleri] içindir. Kısaca, bu mükemmel ve muntazam fi’ller, bunların fâili, yaratıcısı olan, Allahü teâlânın ilminin ve kudretinin kemâline delâlet etmekdedir. Kelâm âlimleri bunu çeşidli delîller ile isbât etmişlerdir. Meselâ:

1 — Allahü teâlâ mücerreddir. Ya’nî cism değildir, [Madde değildir. Element değildir. Karışım, bileşik değildir. Sayılı değildir. Ölçülemez. Hesâb edilemez. Onda değişiklik olmaz. Mekânlı değildir. Bir yerde değildir. Zemânlı değildir. Öncesi, sonrası, önü arkası, altı üstü, sağı solu yokdur. Bunun için, insan düşüncesi, insan bilgisi, insan aklı, Onun hiçbirşeyini anlıyamaz.] Mücerred olduğu için, her şeyi bilir.

2 — Zâtı, âlî [yüce] olan Allahü teâlâ, kendi zâtını bilir. Böyle olan bir hâlık [yaratıcı], kendinden başkasını da bilir. İnsanın bilmesi demek, zâtı ile kâim olan şeylerin, asllarının, maddeden mücerred olan mâhiyyetlerinin zihnde hâsıl olmasıdır. Allahü teâlâ için meçhûl olan hiçbir şey yokdur. Kendi zâtının, mâhiyyetini, künhünü bilir. Kendini bilenin, kendinden başkasını da bileceği sâbitdir.

Allahü teâlâ, kendinden başka herşeyi, vâsıtalı veyâ vâsıtasız olarak yaratmışdır. Mahlûkları bilmek, bir yaratıcının var olduğunu bilmeği îcâb etdirir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.