Va’z, ehl-i sünnet i’tikâdında olan bir müslimânın, ehl-i sünnet âlimlerinden birinin, bir kitâbına bakarak okuduğu veyâ ezberden söylediği bir sözünü açıklaması demekdir. Mezhebsizlerin, ingiliz câsûslarının ve misyonerlerin konuşmalarına va’z denmez, nutuk ve konferans vermek denir. Câmi’lerde nutuk ve konferans vermek ve bunları dinlemek câiz değildir. Ehl-i sünnet âlimlerinin her sözü, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerin tefsîrleri, îzâhlarıdır.]
3- Cihâdın muvakkat bir farz olduğunu, vaktinin son bulduğunu telkîn edeceksiniz.
4- Şî’îlerin kalblerinden, kâfirlerin necs olduğu fikrini çıkaracaksınız. Kur’ânda, (Kendilerine kitâb verilenlerin yiyeceği sizin için halâl olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlar için halâldir)[1] denildiğini, Peygamberin Safiyye isminde yehûdî ve Mâriye isminde hıristiyan bir hanımı olduğunu, Peygamberin hanımının necs olamayacağını söyleyeceksiniz[2].
5- Müslimânlara, Peygamberin, İslâmdan kasdının mutlak din olduğunu ve bu dînin yehûdîlik ve hıristiyanlık da olabileceğini, sâdece İslâm dîninin olmadığı inancını aşılıyacaksınız. Bunun delîli de şudur diyeceksiniz: Kur’ân, her dînin mensûblarına müslimân diyor. Meselâ Yûsüf Peygamberin, (Beni müslimân olarak öldür)[3], İbrâhîm ve İsmâ’îl Peygamberlerin de,
—
[1] Mâide sûresi, âyet: 5
[2] İngilizin yehûdî dediği hazret-i Safiyye müslimân olmuşdu. Mısrlı olan Mâriye ise, Resûlullahın mübârek zevcelerinden değildir. Câriye idi. Bu da müslimân oldu. Cenâzesinin nemâzını, halîfe Ömer “radıyallahü anh” kıldırdı. Ehl-i sünnet i’tikâdına göre, hıristiyan kadın, câriye de olur. Zevce de olur. Şî’îlerin inandıkları gibi, kâfirlerin kendileri necs değildir. İ’tikâdları olan küfr necsdir.
[3] Herhangi bir Peygamberin Allahü teâlâdan getirdiği bilgilere inanmağa (Îmân) denir. Îmân edilecek bilgiler iki kısmdır: Yalnız inanılacak bilgiler. Hem inanılacak, hem de yapılacak bilgiler. Birinci kısm bilgiler, îmânın aslı olup, altı dânedir. Her Peygamberin bildirdiği îmânların aslları aynıdır. Bugün islâm düşmanlarının, ilerici diyerek hayran kaldıkları, benzemeğe çalışdıkları, bütün yehûdîler, hıristiyanlar, dünyâdaki fen adamları, devlet adamları, kumandanların hepsi, âhirete, ya’nî öldükden sonra tekrar dirilmeğe, Cennete, Cehenneme inanıyorlar.