Zengin kimse, kurban kesme günlerinden birinde, bir koyun kurban etmeği nezr ederse, iki kesmesi lâzım olur. Biri adak için, birisi bayram için olur. Bu kimse, nezr ederken, bayram kurbanını kasd ederse, bir kurban keser. Bayram günlerinden önce nezr ederse, niyyeti ne olursa olsun, iki kurban keser. Çünki, üzerine henüz vâcib olmıyan bir şeyi yapmağı kasd etmek, haber vermek olamaz. Bayram günlerinde zengin olan da, bayram günü fakîr iken nezr edince, yine bu sebebden dolayı iki kurban keser. Hâcı olmıyan zengin kimsenin hac adaması da, zengin kimsenin, kurban kesme günlerinde kurban adaması gibidir. Çünki, hacca gitmek de, kurban kesmek gibi, iki dürlü olur: Farz olan hac yapmak, nâfile hac yapmak. Hacca gitmeği nezr edince, hâcı olmağı, ya’nî farz olan hacca gitmeği kasd etmezse, iki kerre hacca gitmesi lâzımdır. Çünki, kurban kesmesi vâcib olan kimse, adak yaparken, vâcibi kasd etmezse, nâfile kurban anlaşılır ve adak sahîh olur. Hacca gitmek adak edince de, farz olan hac kasd edilmezse, nâfile hac anlaşılır. Adak sahîh olur. Birisi farz, birisi adak olmak üzere iki kerre hacca gider. Ramezân-ı şerîf orucunu ve meselâ öğle nemâzını ve hâcı olmağı, ya’nî haccetül-islâm adamak ise böyle değildirler. Bunları söyleyince yalnız farz anlaşılır. Bunların nâfilesi yokdur. Bunları adayan kimse, yalnız farzı kasd etmiş olduğu için, adak sahîh olmaz. Demek ki, hem farz, hem nâfile olan şey nezr edilir. Nezr ederken farz olanı kasd etmemek lâzımdır. Nemâz, oruc, hac ve kurban adamak böyledir. Ramezânda oruc nezr edene birşey lâzım gelmez. Yalnız farz olan Ramezân orucunu tutar.
Fakîrin ve zenginin kurban adaması câizdir. Kurban demek, bayramın ilk üç gününde zengin için vâcib, fakîr için ise nâfile olarak kesilen koyun, keçi, sığır veyâ deve demekdir. On koyun kurban adayan kimse, bayramın üç günü içinde on koyun keser. Bundan sonraya kalırsa, mevcûd iseler, diri olarak sadaka verir. Çünki, bir koyun kesmek emr olundu. Adak sayısının on olması, vâcib olan kurbanı keseceğini haber vermediğini göstermekdedir. Adak kurbanının, belli üç günde kesilmesi lâzımdır. Bu günler gelmeden önce kesilirse, kurban olmaz ve adak yerine getirilmiş olmaz. Adak kurbanı belli üç günde kesilemedi ise, altın, gümüş olarak değeri veyâ diri olarak kendisi fakîrlere verilir. Belli üç günden sonra kesip de, eti fakîrlere dağıtılırsa, etin değeri, diri kurban değerinden az olmamalıdır. Az olursa, aradaki fark kadar para da dağıtılır. Hâlbuki, kurban demeyip bir koyun kesmek nezr edilince, gün ve yer belli etse bile, kurban bayramı günleri dâhil, istediği zemân ve istediği yerde kesebilir.
V — Nezr edilen sadakanın, mal olması, mülkündekinden çok olmaması ve başkasının malı olmaması lâzımdır. Meselâ yüz lirası olan, bin lira sadaka vermek adarsa, yüz lira vermesi lâzım olur. Belli mikdârda altını vermeği nezr etse, altınlar helâk olsa, nezr sâkıt olur.
Kur’ân-ı kerîm okumağı ve tavâf etmeği adamak câizdir. Peygamberimize “sallallahü aleyhi ve sellem” hergün, belli sayıda salevât okumağı [meselâ, (Delâil-i hayrât) veyâ (Câliyet-ül ekdâr) okumağı] adamak câizdir.
[Allah rızâsı için horoz kurban edeceğim veyâ keseceğim diyerek horoz adamak câiz olmaz. Çünki, horoz kurbanlık hayvan değildir. Horoz adamak istiyen, (Allah rızâsı için horoz kesip, etini fakîrlere vereceğim) demeli ve horozu diri olarak veyâ kesip, etini fakîre vermelidir. Böylece, kurban değil, sadaka nezr edilmiş olur]. Sadaka adayan kimse, mikdârını söylerse, o mikdârı verir. Söylemezse, yemîn keffâreti, ya’nî on fakîre yarımşar sâ’ buğday veyâ değerini verir.
Yolcusu veyâ sevdiği, saydığı kimse gelince, sevinç veyâ o insan için saygı hayvanı veyâ şükr hayvanı kesmek câiz değildir. Yolcu gelmeden veyâ gelince adak edilir ve adak olarak, ya’nî Allahü teâlâ için kesilir ve etleri fakîrlere yidirilir. Zenginler yiyemez. [Hayvan kesmeği adarken, kurban derse, kurban bayramında kesmesi lâzım olur.] Gelene ziyâfet için kesmek de câizdir.