● Tarîkat-i Nakşibendiyyede başlangıçda zikr, ortada Kur’ân-ı kerîm okumak, sonda nemâz emr olunur. 3/25.
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede, cehrî zikrden kaçınmak emr olunmuşdur. 1/266.[Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede ilk teveccüh zât-i ehadiyyet iledir. [Allahü teâlânın zâtınadır.] 2/23. [Se’âdet-i Ebediyye: 775.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede sülûk, tâlibin dilemesi ile değildir. Mürşidin tesarrufu ile olur, ona bağlıdır. 1/221. [Mektûbât Tercemesi: 269.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede pîrlik, mürîdlik ta’lîm iledir. Külâh ve elbise ile değildir. 1/221. [Mektûbât Tercemesi: 269.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede nisbetden murâd, Allahü teâlânın hâzır olmasını anlamak demekdir. Hiç aralıksız hâzır olmasını anlamak demekdir. İsmler ve sıfatlar karışmadan, zât-i ilâhînin tecellîsidir ki, (Yad-ı daşt) derler. 1/27. [Mektûbât Tercemesi: 45.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyenin sonu, vasl-ı uryânîdir ki, matlûba kavuşmakdan ümmîdi kesilir. 1/221. [Mektûbât Tercemesi: 269.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyye büyüklerine, tecellî-i zâtî devâmlı olup, başkalarına (berkî), şimşek gibi gelip-geçicidir. 2/30.
● Tarîkat-i Nakşibendiyyede seyr-i âfâkîyi seyr-i enfüsî ile birlikde yaparlar. 1/145.[Mektûbât Tercemesi: 184.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyye büyükleri, gaybetden önce olan huzûra ehemmiyyet vermezler. 1/131. [Mektûbât Tercemesi: 175.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyyenin nisbeti, hiçbirşeye benzemiyen makâmadır. Mahlûklar ile alâkası yokdur. 1/291. [Mektûbât Tercemesi: 458.]
● Tarîkat-i Nakşibendiyye yolu, insanın yedi latîfesidir ki, ikisi âlem-i halkdan, beden ile nefsdir.