● Âlem her anda yok olup, misli vücûda gelmesi Mektûbâtda îzâh olunmuşdur. 1/199.[Mektûbât Tercemesi: 237.]
● Âlemin nizâmı, dînî emrlere bağlıdır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Âlem-i misâl, bütün âlemlerden dahâ genişdir. Bütün âlemlerdeki varlıkların sûreti onda vardır. 2/58. [Se’âdet-i Ebediyye: 79.]
● Âlem-i şehâdetdeki güneş ışığının ve ay ışığının âlem-i misâldeki nûrlara üstünlüğü vardır. 1/210. [Mektûbât Tercemesi: 251.]
● Allahü teâlâdan başka hiçbir maksadı kalmayınca, o zemân Allahü teâlâdan gayriye ibâdetden kurtulur. Âhiret maksadları sevâb ise de, mukarrebler indinde günâhdır. 1/110. [Mektûbât Tercemesi: 161.]
● Mâsivâya bağlanmakdan kurtulunca, Allahü teâlâya ibâdet kolay olur. 1/77.[Mektûbât Tercemesi: 122.]
● Bir ibâdet ki, korku ve sevinç ile olursa, kendi için olur. 1/77. [Mektûbât Tercemesi: 122.]
● İbâdete lâyık, nasıl olduğu bilinemiyen Allahü teâlâdır ki, bizim akl ve fehmimiz, onu idrâk edemez. Ve keşf ve şühûd gözümüz [beden ve kalb gözümüz] Onun azametini ve celâlini görmekden hayrete düşer. Böyle îmân, ancak gayb yolu ile olur. Gaybî olmıyan îmân, kendi düşündükleridir ki, Hak teâlânın mahlûkudur. Ve şerîk eylemişlerdir. Gayba îmân, o vakt müyesser olur ki, vehm oraya gidememelidir. 2/8.[Se’âdet-i Ebediyye: 753.]
● İbâdet yapmakdan maksad, kulların menfe’atleri içindir. 1/73. [Mektûbât Tercemesi: 11.]
● İbâdet ile âdet. 1/231. [Mektûbât Tercemesi: 283.]
● İbâdetin ma’nâsı. 1/110. [Mektûbât Tercemesi: 161.]