● Küffârı [kâfirleri] azîz tutmak, meclislerine hurmet ve sohbetlerine devâm etmek ile olur. 1/163. [Mektûbât Tercemesi: 200.]
● Kâfirlerden şeyler süâl edip, hükmlerinin îcâbıyla amel eylemek, o düşmanları son derece yükseltmekdir. 1/163. [Mektûbât Tercemesi: 200.]
● Kâfirlerin kötülenmesinde yazılmış şi’rleri okumak câizdir. 1/139. [Mektûbât Tercemesi: 181.]
● Kâfirlere âhıretde asla merhamet yokdur. 2/220.
● Kâfirlerin dünyâda merhamete kavuşmaları, görünüş i’tibâriyledir. Hakîkatde hîledir, istidrâcdır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Kâfirlere dünyâda hâsıl olan ni’metler, onların harâb olmaları için, istidrâc yolu ile, ni’met şeklinde gösterilmişlerdir. Tâ ki, yüz çevirme ve dalâletde gark olmaları içindir. 2/99. [Se’âdet-i Ebediyye: 515.]
● Kâfirlerin düâları bâtıldır. Kabûl edilmez. Kabûl olma ihtimâli yokdur. 1/163.[Mektûbât Tercemesi: 200.]
● Kâfirlerin cezbeden nasîbi olduğu. 3/118.
● Kâfirlere nefslerinin parlaması vaktinde, gaybî işlerin meydâna gelmesi istidrâcdır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Kâfirlerin te’ayyünlerinin başlangıcı mudıl ismine te’alluk eder [bağlanır]. 3/114.
● Dedi-koduya kıymet verilirse, söz taşıyanlardan kurtulmak mümkin değildir. Ve ihlâsa kavuşmak da, mümkin olmaz. 1/229. [Mektûbât Tercemesi: 281.]
● Küfr, nefs-i emmâre arzûlarından kaynaklanır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Muvakkat [geçici] bir küfr için, ebedî azâbla cezâlandıracağının sebebini [hikmetini] Allahü teâlâ bilir. Yaratılmışların ilmi buna yetişmez. 1/214. [Mektûbât Tercemesi: 257.]
● Küfrden başka günâhlar için, ebedî azâb bildiren âyet-i kerîmeler; o günâhı işlemekde, hiçbir sakınca görmemek ve islâmiyyetin emr ve yasaklarını aşağı görmek gibi küfr şâibesinden [bulaşmasından] dolayıdır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]