● Niyyetin lüzûmu muhtemel olan şeylerdedir. Belli olan şeyde niyyet etmeğe hâcet yokdur. 3/110.
● Niyyetini doğru yapamıyan kimse, kendini niyyet etmeğe zorlamalıdır. 1/70.[Mektûbât Tercemesi: 108.]
● Niyyete göre amel dürüst olur. Diğer işleri niyyet etmek ile kendilerini bâtıl kılmıyalar. 2/69. [Se’âdet-i Ebediyye: 289.]
● Niyyet-i pîrân ile [şeyhler için] oruc tutmak ve istek ve maksadını o oruca bağlı kılıp, o vesîle ile istekde bulunmak ve isteğinin onlar sebebi ile, hâsıl olduğuna inanmak, ibâdetde şirkdir. 3/41. [Se’âdet-i Ebediyye: 778.]
– V –
● Vâris, meyyitin malının temâmına hissedârdır. Ba’zısından hisse almak verâset değildir. 1/268. [Mektûbât Tercemesi: 383.]
● Vâsıtînin (lehü-kalbün) [Kaf sûresi 37.] Âyet-i kerîmesini tefsîri. 3/119.
● Vâkı’ât [rü’yâlar] i’tibâre şâyeste [uygun] değildir. Âlem-i şehâdetde [madde âleminde] müyesser olan [meydâna gelen, ele geçen] mu’teberdir, kıymetlidir. 2/58.[Se’âdet-i Ebediyye: 79.]
● Vâkı’ât [rü’yâ] ve ahvâli [hâli] nâkıs olan şeyhlere izhâr eylemeyeler ki [söylememelidir ki], onlar azı çok zan ederler. 1/230. [Mektûbât Tercemesi: 282.]
● Vâlidenin oğluna fâidesi olmadığı gün için hâzırlık yapmıyana yazıklar olsun. 1/214.[Mektûbât Tercemesi: 257.]
● Vâlideyn hukûku [ana-babanın hakları], Hakîkî matlûbun [Allahü teâlânın] rızâsını kazanmak yanında hiç kalır. Allahü sübhânehûnun hakkı, bütün mahlûkların haklarından öncedir. 1/127. [Mektûbât Tercemesi: 173.]
● “Vallahü basîrun bimâ ya’melûne” [Onların yapdıkları herşeyi Allahü teâlâ görücüdür.] buyurmuşdur.