418

● İslâh-ı cesed [bedenin islâhı], kalbin islâhına bağlıdır. Bedenin fesâdı dahî, kalbin fesâdına bağlıdır. 6/178

● Aslın zuhûru ne kadar çok ise, zılde dahî mahv ve telâş o kadar çok olur. 4/121

● Üsûllerden ve üsûllerin aslından mücerred, zâta [Allahü teâlâya] kavuşmak mümkin değildir. 4/1

● Üsûl-i dinde [i’tikâd edilecek şeylerde] hâtıra gelen şey ve vesveselerin menşe’i hannâsdır ki, sadrdadır [şeytândır ki, göğüsdedir]. 4/190

● Çocuklara dahî, âhıretde ma’rifet hâsıl olması ve bunlara akl ve şu’ûr i’tâ edilmesi mümkindir. Meselâ, o günde müşrikler tevhîd ehli olurlar [ya’nî inanırlar] ve derler ki, (Allahü teâlâ Rabbimizdir, biz müşriklerden olmadık.) 6/173

● İtmînânın [kalbin mutma’inne olmasının] alâmeti, nâzil olunmuş ahkâma tam uymakdır. 4/228. [Eshâb-ı Kirâm: 273.]

● İtmînândan evvel nefs, ahkâm-ı islâmiyyenin sûretine uymakdadır. 4/186

● Bir gün i’tikâf eden kimse ile Cehennem arasında üç hendek olur ki, herbiri hâfikayndan [magrib ile meşrık arası mesâfeden] dahâ çokdur. 4/147 [Cevâb Veremedi: 342, Herkese Lâzım Olan Îmân: 141.]

● İ’tibârât-ı ilâhî, meselâ i’tibârât-ı mescûdiyet ve gayri gibidir. 6/105

● İ’tizâr edenin [özr dileyenin] özrünü kabûl etmelidir. 5/110. [Fâideli Bilgiler: 169, Cevâb Veremedi: 349.]

● Allahü teâlâyı en iyi tanıyanlar, en çok hayrete düşenlerdir. 5/86

● A’mâl-i hasene arasında, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” nakl olunmuş ve onun ameli olup, hasâisinden olmıyanları, âhıretde sevâb almak niyyetiyle îfâ etmek, [yapmak] için, izne ihtiyâc yokdur. Peygamberin ameli ümmete izndir ve sünnetdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.