● Meyyit için düâ, Fâtihâ, sadaka ve istigfâr ile imdâd ve i’ânet (yardım) lâzımdır. 4/178.
● Meyyit için sadaka vermeğe niyyet ederken, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”i teşrîk (ortak) etmemelidir. Zîrâ meyyit Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”e ihdâ (hediyye) etmekle bereketlenir. 5/36 [Se’âdet-i Ebediyye: 512.]
● Meyyit için sevâb niyyeti ile, Allah rızâsı için fakîrlere yiyecek vermek ibâdetdir. Lâkin vakt ta’yîni yokdur. 4/11.
● Meyyite zevcesinden gayrisinin üçgünden ziyâde kederlenmesi meşrû’ değildir. 4/11.
● Mirzâ Emânullah Burhânpûrînin fazîleti hakkındadır. 6/70.
● Mü’mine, âsî olan kimseyi görüp, men’ etmemek lâyık değildir. [Bunun için, bid’at sâhiblerinin ve harâm işliyenlerin kitâblarını okumamalıdır.] 4/29. [Se’âdet-i Ebediyye: 89.]
– N –
● Nârdan [ateşden, Cehennemden] kurtuluş, hayr sâhiblerinin seyyidine bağlılık, Cennete girmekde, arkasına takınılanların, peşinde gidilenlerin en fazîletlisine uymağa bağlıdır. 4/10. [İslâmAhlâkı: 544.]
● Nâs’ın [insanların] hayrlısı, Allahü teâlâ için [harâmlardan] sakınan, sıla-i rahm eden [akrabâyı ziyâret eden] ve emr-i ma’rûf ve nehy-i münker eden kimsedir. “Hadîs-i şerîf” 4/29. [Se’âdet-i Ebediyye: 89.]
● Nâkıs şeyhden, kâmil gelmez [kusûrludan mükemmel gelmez] ve sâlikin [tesavvuf yolcusunun] kâ’biliyyeti yok olur. 4/145.
● Nübüvvet sona ermiş [bitmiş] ve vahy kesilmiş [nihâyet bulmuş] ve din kemâl bulmuş ve ni’met temâm olmuşdur. Hangi hüccet ve senet ile böyle bir dîn-i metini, bir kimse değişdirebilir?, [ya’nî kimse ortadan kaldıramaz], Peygamberlerin vahy ve ilâhî sözü ile tesbît edilen ve kat’î olarak berâberce söylemiş oldukları kelimelerini [hepsinde müşterek olan kelimeyi] kendi hayâl ve görüşü ile değişdire ve ortadan kaldıra.