34 — Hindistânın Kerala eyâletinde Calicut şehrinde (Fârûk Collège) profesörlerinden mevlânâ Muhammed Kutty “rahmetullahi teâlâ aleyh” Maleyalam dilindeki üç cild, (Kitâb-üs-sünnî) kitâbında vehhâbîlere cevâb vermişdir.
35 — Dârendeli Muhammed Hilmi Efendi “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Mîzânüş-şerî’a Burhân-üt-tarîka) kitâbında, ba’zı kimselerin tesavvuf âlimlerine yapdıkları hücûmları yazmakda, çok kıymetli cevâblar vermekdedir. Kitâb türkçe ve yazmadır. İstanbulda Gümüşhâneli Ziyâüddîn efendiden, sonra Sivâsda Hâcı Ahmed efendiden feyz almışdır. Ahmed efendi, küçük Âşık efendinin, bu da Hâlid-i Bağdâdînin halîfesidir. 1334 [m. 1916] de, Mer’aşda vefât etmişdir. Halîfeleri, bilhâssa oğulları Bahrî ve Abdürrahmân ve dâmâdı Vehbî ve bu kitâbın kâtibi Berberzâde Muhammed Nef’î efendiler, milleti irşâda devâm etmişlerdir.
36 — Afrikadaki Mali hükûmetinin Koutiala şehrindeki (Medreset-ül-irfân) kolejinin müdîri Mâlik Beh, (El-hakâik-ul-islâmiyye) kitâbında, vehhâbîlerin, çok zararlı bölücülük yapdıklarını bildirmekde, bunlara nasîhat vermekdedir.
37 — Suriyede Hamâda Sultân Câmi’i hatîb ve müderrisi allâme Muhammed Hâmid, (Lüzûm-ü ittibâ’ı mezâhib-il-eimme) kitâbında, hanefî mezhebini uzun anlatmakda ve dört mezhebden birine tâbi’ olmanın vâcib olduğunu isbât etmekdedir. Kitâb 1388 [m. 1967] de yazılmış, m. 1984 de, İstanbulda (Miftâh-ul-felâh) kitâbının sonunda ofset baskısı yapılmışdır.
38 — Ahmed Hamevî hanefînin (Nefehât-ül-kurb vel-ittisâl bi-isbât-it-tesarrufi li-Evliyâ-illâhi teâlâ vel-kerâmeti ba’del-intikal) kitâbı meşhûrdur.
39 — Afrikada Gana devleti âlimlerinden Medrese-i vataniyye müdîri Ahmed Bâbe, (Seyf-ül-Hak) kitâbında, vehhâbîlere, vesîkalarla cevâb vermekdedir.
40 — İngilizler, islâmiyyeti imhâ etmek, içerden yıkmak için, misyoner teşkilâtı kurdular. Bu misyonerler, kitâblar yazarak, islâmiyyete ve islâm âlimlerine âdî, alçak yazılarla saldırdılar. Kitâblarının üzerine, satın aldıkları din adamlarının ismlerini koyarak, islâm memleketlerine, parasız yaydılar. Ehl-i sünnet âlimleri, bu alçak iftirâlara cevâblar yazarak, ingiliz siyâsetini hezîmete uğratdılar. Bu cevâblardan, (Misbâh-ul-enâm ve cilâ-ül-zulâm) kitâbını Habîb Alevî bin Alevî Haddâd yazmışdır. 1216 [m. 1800] da yazılmış, 1325 [m. 1906] de İstanbulda basılmışdır. Kenârında Ahmed bin Zeynî Dahlânın (Cevâzüt-tevessül) kitâbı vardır. 1416 [m. 1995] de, Hakîkat kitâbevi tarafından ikinci baskısı yapılarak, bütün dünyâya gönderilmekdedir.
[1381 [m. 1960] de İstanbuldan hacca giden bir müslimân, Hucre-i se’âdet önünde (Yâ Resûlallah, günâhım çok. Bana şefâ’at eyle!) diye düâ ederken, Afrikalı bir vehhâbî gelip, (O ölüdür, birşey duymaz) gibi şeyler söyler, yakasından çeker. Bu sünnî müslimân da, Bekara sûresinde, (Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz! Onlar diridir. Fekat, siz bunu anlamıyorsunuz) meâlindeki, yüzellidördüncü âyet-i kerîmeyi okur. İnsanların en üstününe sen nasıl ölüdür diyorsun der.]
İlk olarak 1205 [m. 1791] de, Vehhâbîler ile Mekkeliler arasında ihtilâf oldu.
Bu senelerde, Osmânlı devleti, hâricî düşmanlarla muhârebede idi. Dâhilde de karışıklık vardı. [Şöyle ki, Fransa ile senelerden beri dost iken, Napolyon Bonapart, 1213 [m. 1799] de Mısra ellibin askerle saldırdı. Denizden ve karadan muhârebelerle [1216] da, Mısr düşmandan temizlendi. [1221] de, Rusya, hudûdumuza saldırıp, harb i’lân edildi. İngiliz donanması Çanakkaleden girip, Yedikuleye kadar geldi. Başda pâdişâh üçüncü Selîm hân olmak üzere, bütün me’mûr, asker ve halk, büyük gayretle üç günde, sâhillere binden fazla top yerleşdirip, donanmayı, harb olmadan, kaçırdı. Rusya sulh istedi ise de, [1224] de tekrâr hücûm ederek Tunayı geçdi. Uzun muhârebelerden sonra, [1227] de Bükreş Muahedesi yapıldı. Dâhilde ise, yeryer dinsizler türeyip, halka zulm ediyor ve devleti dinlemiyorlardı. O zemân, halîfe olan üçüncü Selîm hân, bir yandan ta’lîmli asker yetişdiriyor, bir yandan da, top fabrikası yapdırıp çalışdırıyordu.