Ebû Bekrin “radıyallahü teâlâ anh” imâmeti [halîfeliği] doğrulukda, hazret-i Ömerin de “radıyallahü teâlâ anh” imâmetinin [halîfeliğinin] doğruluğu olur. Eğer maksad pers [İrân] ve rûm [Bizans] olur ise, hazret-i Ömer olur. İmâmlığın hak olduğuna delîl olur. Onun imâmeti doğrulukda hazret-i Ebû Bekrin de imâmeti sâbit olur. Bu iki şeklden başka dürlü söyliyen azdır. Gaybdan haber veren açık bir delîlin doğruluğu bu âyet-i kerîme ile açığa çıkdı. Orada buyurdu ki, (Da’vet olunursunuz!). Her iki halîfe için buyrulan öyle vâki’ oldu. Zîrâ Kur’ân-ı azîmüşşânın îcâzı vechlerindendir ki, gaybdan haber verir. Tafsîli ile habere mutâbık ve muvâfık vâkı’ olur. Allahü teâlâ hazretleri o kimseye basîret verir ise, bunu bilmeğe muktedîr olur.
14– (O kimse ki, malından Allah için harcar, şirk ve isyândan sakınıp ve ihsân olan kelîme-i şehâdeti, yâhud infâk etdiği malın mukâbili va’d-i ilâhiyi tasdîk ede. Biz ona âsân ve râhata sebeb olucu ve Cennete girmeğe sebeb olan yolunu kolaylaşdırırız.) [Leyl sûresi 5, 6, 7.ci âyet-i kerîme meâli.] Demişlerdir ki, bu âyet-i kerîme Ebû Bekr-i Sıddîkın “radıyallahü anh” şânı hakkında nâzil olmuşdur. Her ne eline geçse halka dağıtırdı. Bunda da Allahü teâlânın buyurduğu üzere iş yapmasından dolayı onu medh buyurdular. Demişlerdir ki, Hüsnâ, Hak sübhânehü ve teâlâ hazretlerinin sevâb vermeği va’d etmesidir.
15– (O ateşden [Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” gibi] ziyâde müttekî olan ictinâb edip, kurtulur ki, Allahü teâlâ yanında temîz ve va’dine nâil olmak için, malını Allah yolunda hayrâta sarf eder.) [Leyl sûresi 17., 18.ci âyet-i kerîme meâli.] Hişâm; babası Urveden rivâyet eder: Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” yedi köle satın alıp, azâd etdi. Müşrikler onlara müslimân oldukları için azâb ederler idi. Birisi Bilâl “radıyallahü anh” hazretleridir. Dahâ önce anlatılmışdır. Biri Âmir bin Füheyre ve onun kızı Hindiyye idi. Müslimân oldu ve a’mâ oldu. Müşrikler dedi ki, lât ve uzza, görmesini ondan geri aldı. O dedi ki, ben lât ve uzzaya inanmam. Allahü teâlâ tekrâr görmesini nasîb etdi. Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” oradan geçerken, o değirmen çekerdi. O evin hanımı olan kişi, ona dedi ki, “ben seni, senin bu sâhiblerin azâd etmeyince azâd etmem.” Hazret-i Ebû Bekr bunu işitip, buyurdular ki, bu câriyeyi kaça satarsın. O dedi, bu kadar gümüş. Hazret-i Sıddîk, dediğin akçaya aldım, buyurdu.