Ey müslimânlar işidin ve fikr edin. O vakt ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri de, kendi işinde sâkin olmamış idi. Ebû Bekr-i Sıddîk, hazret-i Server-i kâinâta sükûnet verdi. La’net ve toprak o la’înlerin başına olsun ki, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîka “radıyallahü teâlâ anh” çirkin şeyler söylerler. Bunun benzeri o haber, Emîr-ül mü’minin Ömer bin Hattâb “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin rivâyeti ile oldu. Bedir günü idi. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri kendi eshâbının azlığını gördü ki, üçyüzonüç kimse idiler. Küffârın çokluğunu gördüler, bin kişiye yakın idi. Mubârek yüzünü kıble tarafına dönüp ve iki ellerini yukarı kaldırıp, (İlâhî! Bize va’d etdiğin zaferi nasîb et. Yâ ilâhî! Eğer, küffâr bugün müslimânlar üzerine gâlip olsalar ve bu kavmimi burada helâk etseler, bir dahâ kıyâmete dek, dünyâda kimse Seni bir bilip, birliğini zikr etmez) buyurdu. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” öteden gelip, Resûlullah hazretlerine mülâzemet edip, dedi ki, yâ Resûlallah! Bundan sonra, Allahü teâlâ hazretlerine, bu derece korkarak, kendinizi üzerek düâ etmeyiniz. Zîrâ, Allahü tebâreke ve teâlâ va’dinde durup, Size zafer nasîb eder, küffârın şerrini Sizden uzaklaşdırır. Hemen Cebrâîl aleyhisselâm nâzil olup, beşbin melek, kendisi ile berâber kâfirler ile harb etmek üzere geldi. Dedi ki, yâ Muhammed! Ebû Bekrin bu sözleri söylemesi üzerine, biz silâhlarımız ile geldik ki, senden bu şerri def’ edelim, buna kâfiyiz.
Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, Hadîcenin “radıyallahü teâlâ anhâ” hazretlerinin se’âdethânesinde üzüntülü iken, hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” Cebrâîl aleyhisselâmın yol göstermesi ile müjde verdi. Resûlullah aleyhisselâtü vesselâm Bedr gazâsında ağlardı. Ebû Bekr hazretleri ona, Hak Sübhânehü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin yardımı ile zafer bulacağı müjdesini verdi. Bu cümleyi onun için söylerim ki, hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Resûlullah hazretlerine, kulak ve göz menzilesinde olmuşdur. Zîrâ, bedenin bütün organlarından önce, bir sesi kulak işitir. Görülecek bir şeyi, bedenin bütün organlarından evvel göz görür. Cebrâîl aleyhisselâm, Hadîce “radıyallahü teâlâ anhâ” hazretlerinin se’âdethânesine bir dahâ gelince, hazret-i Hadîce mubârek başını açdı. Hazret-i Cebrâîl yüzünü döndürdü. Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki, Yâ Muhammed! Bu o nâmûsu ekberdir.