593

Sahâbe-i güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” ayrı ayrı olup, bir fırka dediler ki, Ebû Bekr kavline uyarız. Sonra Server-i âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Beyt-i şerîfinden çıkıp, buyurdu ki, Hak Sübhânehü ve teâlâ ba’zı kişilerin kalbini yumuşak kılar. Hattâ yağdan dahî yumuşak olur. Ba’zı kişilerin kalbini katı eyler. Hattâ taşdan da katı olur. Muhakkak yâ Ebâ Bekr, senin mislin İbrâhîm aleyhisselâm mislidir ki [benzeridir ki], onun hakkında Allahü teâlâ, İbrâhîm sûresi 36.cı âyet-i kerîmesinde meâlen, (Bana tâbi’ olan, benim dînimdendir, karşı gelen için, yâ Rabbî sen gafûrürrahîmsin!) buyurdu. Ve yâ Ebâ Bekr! Senin mislin hazret-i Îsâ aleyhisselâma benzer ki, [ya’nî sen ona benzersin ki], Allahü teâlâ, Mâide sûresi 120.ci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Onlara azâb edersen, senin kullarındır. Eğer afv edersen, azîz ve hakîm olan sensin) buyurdu. Ömere “radıyallahü anh” buyurdu, yâ Ömer! Senin benzerin Mûsâ aleyhisselâmdır. [Ya’nî Ona benzersin]. (Yâ Rabbî! Kâfirlerin mallarının şeklini değişdir. Şiddetli azâbı göremeden, îmâna gelmiyecek şeklde, kalblerini bağla, katı et!) [Yünûs sûresi 88.ci âyet-i kerîme meâli.] ve hazret-i Nûh aleyhisselâma benzersin ki; (Yâ Rabbî! Yeryüzünde, kâfirlerden dolaşan hiç kimseyi bırakma.) [Nûh sûresi yirmialtıncı âyet-i kerîme meâli.] buyuruldu. Sonra, hazret-i Fahr-i âlem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki, (Bugün bu esîrlerden yâ fidye alınacak, yâ öldürülecekler).

Abdüllah bin Mes’ûd “radıyallahü teâlâ anh” buyurdular ki, Süheyl bin Beydâ’ hâriç olsun. Zîrâ ben onu işitdim ki, islâmı zikr ederdi. Hazret-i Resûl-i ekrem susdular. Ben öyle korkdum ki, öyle hiç korkduğumu hâtırlamıyorum. Gökden başıma taş düşdü zan etdim. O gün Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Süheyl bin Beydâ’ hâriç buyurdular, ferâhladım. İbni Mes’ûd, İbni Abbâsdan rivâyet eder. Ömer bin Hattâb dedi ki, Hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” Ebû Bekrin söylediğine meyl etdi, benim söylediğime meyl etmedi. O gün geçdi. Ertesi gün oldu. Geldim, gördüm ki, Resûlullah ve Ebû Bekr, oturmuşlar, ağlaşırlar. Dedim yâ Resûlallah, bana haber verin, Ebû Bekr ile berâber, niçin ağlarsınız. Ağlamak îcâb eden bir hâl var ise, ben de ağlıyayım. Eğer ağlanacak bir durum yok ise, sizin ağlamanız için ağlıyayım. Resûlullah hazretleri buyurdular ki, (Eshâbım için ağlıyorum.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.