Lâkin yapdığın işlerini, tekrâr sana göstermeğe hayâ etdim,) yazılmış, görür.) Bu haberin benzeri Ebû Süleymân-ı Dârânî rivâyeti ile başka bir vaktde gelmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurmuşdur ki: (Allahü tebâreke ve teâlâ ve azze ve celle buyurmuşdur. Gökden indirilen kitâbların ba’zısında, benim kulum, her ne kadar ki, sen günâhkârsın ve günâhından korkarsın ve hayâ edicisin. İzzim ve celâlim hakkı için ayblarını ve günâhlarını Âdemoğlunun gözünden ve gönlünden gizli ederim. Ve gözünün hâinliklerini, bedeninin gizli günâhlarını meleklerin anlayışından saklarım. Ben yanılmalarını ve günâhlarını levh-i mahfûzda, kirâmen kâtibinden gizli tutarım. Ve kıyâmetde seni muhâsebe makâmına getirir ve hesâbını kolay eylerim!)
Her kimse ki, günâhkâr olur. Günâhları sebebi ile utanır ve korkar. Onun hesâbı çetin olmaz. Hazret-i Osmân bin Affân “radıyallahü teâlâ anh” her günâhdan kaçınır, her iyiliği yapar, hilm, vefâ ve hayâ sâhibi idi, utanır idi. Osmân bin Affân hazretlerine hesâb olmaz. Osmânın dostlarına da hesâb az olur. Birçok haberde gelmişdir: Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki, (Allahü teâlâ kıyâmet gününde yüzyirmidörtbinden ziyâde nebîyi “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” ümmetleri ile muhâsebe yerinde durdurur. Herkesi meşgûl olduğu şey mikdârı[ameline göre] çok müddet veyâ az müddet o yerde durdurur. Osmân bin Affân hazretlerini ve onu sevenleri hesâbsız mahşerden geçirir.) Herkesi makâmı ne olursa olsun, sıdk [doğruyu söyleyecek] makâma getirir. Allahü teâlâ Resûllere ve Nebîlere çok fazîletler, menâkıbler vermişdir. O haslet ve fazîlet ve fahr-i şehâdet ki [şehîd olmak ki], Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri Zekeriyyâ ve Yahyâ “alâ nebiyyinâ aleyhissalâtü vesselâm” hazretlerine vermişdir. [Hazret-i Osmâna da vermişdir.] İkinci haslet, fadl-ı zühd ve fahr-i hicretdir ki, Allahü teâlâ Îsâ bin Meryeme “ala nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” vermişdir. Üçüncü haslet, mukâleme fazîleti ki, Allahü teâlâ ve tekaddes hazretleri onu Mûsâ kelîme “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” vermişdir. Dördüncü haslet, hüsn-i cemâl fazîleti ki, Rabbil âlemîn onu Yûsüfe “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” vermişdir. Beşinci haslet, cömertlik [sehâvet] fazîletidir.